İstanbulda Atık Sorunu
Ediz Hun, Namık Kemal Üniversitesi, (NKÜ) Ziraat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen, Sosyoekonomik Kalkınmada Doğa ve İnsan İlişkileri konulu konferansa katıldı.
Ediz Hun, burada yaptığı konuşmada, Trakyanın çevre konusunda önemli bir bölge olduğunu ifade ederek, bölgede açılan üniversitelerin çevre sorunlarına çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Çevreyi, yaşamın ana merkezi ve üretimin kaynağı olarak tanımlayan Hun, Kalkınmanın içinde üretim, tüketimin içinde kirlilik var dedi.
Hun, 1970lerde gelişmiş ülkelerin çevre duyarlılığına başladığını ve duyarlılığın 1980lerde globalleştiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
İnsanlık bilinci, çevreye zarar veren davranışlara karşı ortak hareket etmelidir. ALTERNATİF enerjilere ağırlık vermeliyiz. Anadolu, yılda 220 gün güneş ışığı alıyor. Bunu değerlendiremiyoruz. Sahra Çölünde binlerce aynayla doğudan batıya güneş takip ediliyor. 2048de Avrupanın üçte bir elektriği buradan sağlanacak. Bugün değersiz gibi görünen çöller, enerji üretiminde 30 yıl sonra en değerli yerler haline gelecek. Kuru bir hava, güneş enerjisini alarak elektriğe çevirecek. Bunun dışında, jeotermal enerji kaynakları var. Jeotermal enerjiyle Yeni Zelandada meyve sebze yetiştiriyorlar. 30 yıldır rüzgar enerjisinin önemini söylüyorum. Trakya Bölgesinde de rüzgar enerjisinin uygulanabilirliğini gördük. Rüzgar ile İstanbulun elektriğini sağlayamayız belki ama kurulduğu bölgelerde mahalle ve köylerin elektrik ihtiyacını rahatlıkla sağlayabiliriz.
Her kesime çevre eğitiminin verilmesi gerektiğini anlatan Hun, dünya nüfusunun hızla arttığını ve 50 yıl sonra 10 milyarı geçeceğini kaydetti.
İstanbulda çevre kirliliği
Hun, İstanbuldaki nüfusun yoğunluğundan da bahsederek, nüfus yoğunluğunun çevre üzerine etkilerini araştırdıklarını bildirdi.
İstanbulda ciddi bir atık probleminin olduğuna dikkat çeken Ediz Hun, şunları kaydetti:
İstanbulda, her gün 2 milyon sirkülasyon var. Arabayla, vapurla, uçakla veya trenle dolaşan insanların oluşturduğu kalabalık var. 24 saatini İstanbulda geçirip sonra giden insanları da İstanbullu saymalıyız. Çünkü atıkları İstanbulda kalıyor. Biz böylece İstanbulun nüfusunu 15 milyon olarak ele alıyoruz. Bilimsel verilere göre bir insandan günlük, 4 ile 7,5 litre arası katı ve sıvı atık çıkıyor. Biz de bunu ortalama 5 litre olarak alıyoruz. İstanbuldaki 15 milyon kişi ile 5 litre atıklarını çarptığımızda, her gün 75 milyon litre atık kısmi arıtmalarla da olsa Marmara Denizine boşaltılıyor. Bu gerçek bir rakam, ütopya değil. Sadece banyolardan, tuvaletlerden hesapladığımız rakam. İstanbulda, banyo, tuvalet, çamaşır makineleri, bulaşık makineleri ve yemeklerde kullanılan yağlarle birlikte toplam 100 milyon atık, her gün Marmaraya deşarj oluyor.
İstanbuldaki arıtmaların yeterli olmadığını ifade eden Hun, atıkların bertaraf edilmesinde biyolojik arıtmalara da ihtiyaç duyulduğunu da belirtti.
A.A - 11.06.2011