Dünyayı kurtarmak için bir saat karanlık …
Birleşmiş Milletler’in düzenlediği Kopenhag zirvesinden hayal kırıklığı yaratan bir sonucun çıkmasıyla sivil toplum kuruluşları iklim değişikliği ve buna bağlı olarak dünyanın geleceğini yeniden gündeme getirmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda Cumartesi günü düzenlenecek Dünya Saati eylemiyle bir saat boyunca dünya karanlığa gömülecek.
Avustralya’da 2007 yılında başlayan “Dünya Saati” eylemi, her yıl daha çok destek alarak sürüyor. İklim değişikliğine dikkat çekmek için yılda bir gün bir saat boyunca dünya karanlığa gömülüyor. Bu yıl 92 ülkenin destek verdiği eylem kapsamında Türkiye’de de yerel saatle 20:30’da birçok kuruluş binalarının ışığını kapatacak.
“Dünya Saati” eylemi, geçtiğimiz haftalarda sivil toplum kuruluşlarının iklim değişikliğiyle mücadeleyi yeniden gündeme getirmek için girişimlerine de hız verdi. Kuruluşlar bir yandan konunun kamuoylarındaki tartışılmasını amaçlarken diğer yandan da dünyayı kurtarmanın yollarını tartışıyor. Bu tartışmalarda yenilenebilir ya da temiz enerji kavramı ön plana çıkıyor.
Bu kapsamda geçtiğimiz hafta içerisinde ABD’nin köklü sivil toplum örgütlerinden Pew Çevre Grubu, “Temiz Enerji Yarışını Kim Kazanıyor” adlı 44 sayfalık bir rapor yayımladı. Raporda ülkelerin petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların tükenmesi ve küresel iklim değişiklikleri gibi nedenlerle temiz enerjiye yönelmeleri incelendi.
Yenilenebilir enerji, kullanıldıkça tükenmeyen, bu sayede devamlı kullanılabilen kaynaklar anlamına geliyor. Bu kaynaklar arasında güneş, rüzgâr, jeotermal, biyoenerji, hidroelektrik enerjisi ve dalga, gel-git enerjisi yer alıyor.
YENİLENEBİLİR ENERJİYE İLGİ YOĞUN
Sanayi yoğun ülkelerin fosil yakıt kullanmaya devam etmeleri, gelecek 10 yıllık dönemde atmosfer sıcaklığının küresel iklim dengelerini bozacağı ve doğal felaketlerin ortaya çıkmasına neden olacağı yönündeki uyarılar giderek artıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD ile en hızlı gelişen ekonomisi Çin, günümüzde küresel ısınmaya en çok katkı yapan ülkeler konumunda. Dahası bu yüksek talep, mevcut kaynakların hızla tükenmesine de neden oluyor.
Rapora göre, en hızlı gelişen ekonomi konumundaki Çin son beş yıl içinde yenilenebilir enerjiye yaptığı 34.6 milyar dolarlık yatırımla ABD’nin önüne geçmeyi başardı.
ABD’nin 2008’den bu yana temiz enerji yatırımları yüzde 40 azalarak 18.6 milyar dolara geriledi. Çin ise586 milyar dolarlık teşvik paketinin yüzde 34’ünü temiz enerji kayaklarına yapılacak yatırımlarda kullanmayı planlıyor.
New York Times, yayımlanan raporun ardından uzmanların görüşlerine yer verdi. Pew grubu uzmanlarından Phyllis Cuttino, “ABD Kongresi’ne yapılması konusunda kararsız bir şekilde tartışıp dururken, Çin tam tersini yapıyor. Ne yapacaklarını biliyorlar ve uyguluyorlar” dedi.
ABD Dış İlişkiler Konseyi’nde enerji uzmanı Michael Levi de ABD’nin teknolojide yenilik alanında önde gittiğini, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin ise iç enerji ihtiyaçlarını karşılamak için ağırlıklı olarak verimliliğe yöneldiklerini ifade etti. Biyoenerji yatırımlarında öncü olan Brezilya etanol üretimine 11 milyar dolar yatırım yaptı.
HEDEF 2020
Bir yandan uluslararası alanda iklim değişikliğiyle ilgili bağlayıcı hedefler ortaya konmaya çalışılırken diğer yandan da ülkeler atmosfer sıcaklıklarının kritik düzeylere ulaşacağının öngörüldüğü 2020 yılını kendilerine hedef seçerek enerji stratejileri hazırlıyor.
Çin, 2020 yılı itibariyle rüzgâr ve biyoenerjiden 30 bin megawatt enerji elde etmeyi, ABD ise aynı yıl 36 milyar galon biyoyakıt üretimine ulaşmayı hedeflerken, AB, toplam elektrik ihtiyacının yüzde 5’inin biyoyakıtlardan karşılamayı amaçlıyor.
TÜRKİYE’NİN HAZIRLIKLARI
Küresel ekonomik krize rağmen hızlı bir büyüme gösteren Türkiye de yeni açıkladığı enerji stratejisini iklim değişikliğiyle ilgili önlemleri göz önünde bulundurarak hazırladı.
Son beş yılda temiz enerji yatırımda yüzde 178.3 gibi net bir artış gösteren Türkiye, 2020’de enerji ihtiyacının yüzde 25’ini yenilenebilir enerjilerden karşılamayı planlıyor.
Türkiye, 2009’da temiz enerjiye yaptığı 1.6 milyar dolarlık yatırımla G-20 ülkeleri arasında 13’üncü sırada yer alıyor. Raporda, 2020 itibariyle enerji ihtiyacının dörtte birini temiz enerjiden sağlamayı amaçlayan Türkiye, bu alandaki yatırımlarının yüzde 92.1’ini güneş enerjisine yapıyor.
Diğer yandan, Türkiye, elektrik üretiminde nükleer santral seçeneği üzerinde de hazırlıklarını sürdürüyor. Tam olarak yenilenebilir bir kaynak olmasa da nükleer santrallerin atmosfere salınan zehirli gaz oranı oldukça düşük. Ancak beraberinde getirdiği riskler de halen ciddi tartışmalara konu oluyor. www.hurriyet.com.tr / 27.03.2010