Gelecek vaad eden enerji sektörüne yatırımcıların ilgisi sürüyor. Enerjideki talep artışı nedeniyle yerli ve yabancı firmaların iştahını kabarıyor.
Enerjideki talep artışı nedeniyle yerli ve yabancı firmaların iştahını kabartan sektöre, 2020 yılına kadar 130 milyar dolar yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor.
Türkiye’de son yılların gözde sektörü olan enerjiye yatırımcının ilgisi artarak sürüyor. Sektörde faaliyet gösteren mevcut firmalar yatırımlarını genişletirken, başka alanlarda hizmet veren şirketler de enerjiye yöneliyor.
Sektör, yerli firmalar kadar yabancı firmaların da ilgisini çekiyor. Enerjideki talep artışı nedeniyle yatırımcının iştahını kabartan sektöre, uzmanlara göre 2020 yılına kadar 130 milyar dolar yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor.
Enerjiye olan yoğun ilgi finansman ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bankalar da firmaların enerji yatırımları için gerekli olan finansmanı sağlamak adına birçok ALTERNATİF sunuyor.
ÜRETİLENDEN FAZLA TÜKETİM
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Genel Sekreteri Ömer Ünver, sektöre olan ilgiyi doğrulayarak, bunun nedenini “Enerjide talebin artışı, enerji alanında pazarın güvenceli olduğunu gösterdiği için yatırımcının önemli bir bölümü bu alana yöneliyor” cümlesi ile açıkladı.
Ünver, Türkiye’de nüfus artışı ve gelişme potansiyeline karşılık genel enerji tüketiminde 2020’ye kadar yüzde 5, elektrik tüketiminde ise yüzde 7-8 artış beklendiğini belirterek, “Bu artışın sağlanabilmesi için yaklaşık 130 milyar dolar yatırım gereklidir.
Şüphesiz ekonomideki canlanmaya paralel olarak bu talep artışı ve yatırım ihtiyacı olacaktır” görüşünü kaydetti. Türkiye’nin 2010 yılında enerji tüketiminin 105 milyon ton eşdeğer petrol olduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Ünver, Türkiye’nin enerji üretiminin ise 2010’da yaklaşık olarak 31 milyon ton eşdeğer petrol olduğunu söyledi.
Çevre yatırımlarının da giderek önem kazandığı günümüzde ise sektörde yenilenebilir enerjinin yıldızı daha çok parlıyor. Yatırımcıların daha çok elektrik enerjisi üretimine ilgi duyduklarını ifade eden Ünver, girişimcilerin özellikle rüzgar enerjisine yönelik yoğun talep gösterdiklerine dikkat çekti. Türkiye’de 20 bin MW gücünde rüzgar santralı kurulabileceğini belirten Ünver, bu alanda mevcut kurulu gücün 1.044 MW olduğunu söyledi.
İş alanları açılacak istihdam artacak
GENSED Yönetim Kurulu Üyesi ve Norm Enerji Sistemleri Genel Müdürü İbrahim Erkan Yenen, son dönemde Türkiye’de olumlu ve önemli gelişmeler olduğuna işaret etti. Yenen “Profesyonel Güneş Enerji Santralı yatırımları için teknik ve ekonomik hazırlıklar olduğunu biliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde uygulama ve düzenlemelere ilişkin olarak EPDK açıklama yaptı. Kısa süre içinde Usul ve Esaslar’ın oluşturulması bekleniyor. 3 Aralık’ta yayınlanan yönetmelik ile 500 kW altı güçler için lisansız olarak bireylerin, fabrikaların, kurumların süratle ve kolayca uygulama yapmalarının yolu açıldı.
Uygulama kolaylığı nedeniyle hemen herkes kendi elektriğini üretebilir. Sistemler için 50 yıla varan işletme ömrü öngörülüyor” dedi. Türkiye’de güneş enerjisi santrallerinin artışının en başta yeni iş alanları ile istihdam imkanı doğuracağını belirten Yenen, talebin oluşması ile arz amaçlı yerli sanayi ve sektörün oluşacağını ifade etti.
Yenen “Tüketildiği yerde üretim olacağı için kamunun yeni üretim, iletim, bakım ve işletme masraflarından tasarruf etmesi mümkün olacak. Ayrıca kayıp-kaçak oranını düşürecek.
Herkesin kendi gücünde karbon salınımını derhal engellemesi ve hatta karbon borsası oluşması söz konusu. Sektörün gelişmesi ve tecrübe kazanması ile komşu ve bölge ülkelerine teknoloji, ürün ve hizmet ihracatı olacaktır” dedi.
Güneş enerjisine gereken değeri vermek gerek
Türkiye’de güneş enerjisine gereken değerin verilmesi gerektiğini söyleyen Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Erkan, dünyada güneş enerjisinin devlet desteği ile kurulabilmiş bir sektör olduğuna işaret etti.
Erkan “Ülkemizde sadece güneş enerjisi potansiyeli, 450 TWh’lik bir düzeyde. Bu rakam, ülkemizin 2009’da tükettiği enerjinin iki katından fazla. Tabii ki tek enerji üretim kaynağımız güneş olamaz, fakat en azından yüzde 6-8’lik bir oranda güneşi kullanmamız gerekir.
Bizim bugün toplam kurulu gücümüz sadece 4 MW düzeyindeyken Almanya’da bu rakam 2009 sonu 9400 MW olmuş, hatta 2010 yılının ilk dört ayında buna 3400 MW daha ilave edilmiştir” görüşünü kaydetti.
UYGULAMALAR İLK ÇEYREKTE BAŞLAR
3 Aralık’ta çıkan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik ile sektördeki küçük ve orta ölçekli uygulamaların, gelecekteki maliyet düşüşleri ile beraber önünün açılacağını söyleyen Erkan, şöyle devam etti:
“Usul ve esasların 60 gün içinde belirlenmesi ile 2011 Şubat-Mart aylarında uygulamalara başlanabilecek. Bu süre zarfında YEK kanundaki güneş ile ilgili teşviklerin de çıkması elzem.
Zira tüzel kişilerin, dönemsel mahsuplaşma sonrası, fazla üretimlerini YEK kanunda belirtilen fiyattan dağıtım şirketine satabilmesinin koşulu, YEK’teki teşviklerin belirlenmiş olması.”
AA / 22.12.2010