Yeşil Bina Tasarımı ..
Hepimizin bildiği gibi, doğada bulunan sera gazları, insanların çeşitli faaliyetleri sonucu ortaya çıkar. Bulunduğumuz ortamları ısıtmak, motorlu taşıtlar kullanmak ve elektrik üretmek için yaktığımız fosil yakıtlar, katı akıtlar, ağaç ve ağaç ürünleri, atmosfere dahil olan karbondioksit miktarını artırırlar. Dünyadaki toplam karbondioksit emisyonlarının yaklaşık olarak yüzde altmış (60%)’ından sorumlu tutulan inşaat sektörü tarafından bu duruma çözüm olarak geliştirilmiş olan “ yeşil bina ” kavramı, doğa ile barışık ve dünyada hızla yayılan bir vizyon olarak nitelendirilmektedir.
Çevre dostu binalar, küresel ısınma, susuzluk, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesinden dolayı meydana gelmiş olan zararın bundan sonra mümkün olduğu kadar azaltılması yönünde büyük bir adım olarak görülmektedir. Yapı sektörü içerisinde belli standartlar getirilerek sertifikalanmakta olan yeşil binalar, doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan yeni bir yönelim ortaya çıkarmıştır. Bu binalar, yer seçimi, tasarım, inovasyon, kullanılan yapı malzemelerinin özellikleri, yapım tekniği ve atık malzemelerinin yeniden kullanımı konularındaki mantıklı ve yenilikçi seçimlerinden dolayı “ yeşil ” olma ünvanını kazanırlar.
Yeşil mimari, tasarım ve kullanım aşamalarında “ temiz enerji ” diye adlandırılan güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, bio-yakıtlar ve malzemelere büyük önem gösterir. Doğaya uyumlu bir mimari anlayışla tasarlanan bu binalar, bulundukları alanlara değer katmakla kalmayıp, yapım aşamasında doğal çevre tahribatını en aza indirger, temiz teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesine ortam sağlar ve eskiyen yapılardan ortaya çıkan atık malzemelerin değerlendirilmesine yardımcı olur. Güneş enerjisi ve bununla gelen doğal ışıklandırmadan yararlanmanın yanında, yeşil çatı uygulaması sayesinde arındırılan yağmur sularının kullanımı ile kanalizasyon sisteminin yükü azaltılır. Bunlara ek olarak, enerji tasaruffu sağlamak amacı ile düzenlenmiş olan izolasyon sistemleri ile ısıtma-soğutma maliyetlerinin ve karbonsioksit salınımlarının azalması mümkün kılınır.
Doğal çevre ile uyumlu bir yapılanmayı sağlamak için, BREEAM (Bina Araştırma Kuruluşu Çevresel Değerlendirme Metodu) ve LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) gibi yeşil bina standartları kullanılmaktadır. Esas amacı binaların çevresel performansları için doğru kriterleri belirlemek olan BREEAM Çevresel Değerlendirme Metodu’nun ana hedefi tarasrımcıları çevresel konulara karşı daha duyarlı hale getirmektir. Bunu sağlamak için, ürün geliştiricilerin, tasarımcıların ve kullanıcıların çevreyle dost binaları tercih ve talep etmeleri ve bu yönde bir piyasa oluşmasının sağlanması; toplum genelinde binaların küresel ısınma, asit yağmurları, ve ozon tabakasındaki incelme üzerindeki büyük etkisi konusunda farkındalığının yükseltilmesi; binaların çevreye olan uzun vadeli etkilerinin en aza indirilmesi; gün geçtikçe azalan su ve fosil yakıtlar gibi kaynakların kullanımının azaltılması; ve bina içerisindeki ortamın kalitesini ve kullanıcılara sunduğu konforunun artırılması teşvik edilmektedir.
Binalarda çevre dostu ve enerji tasarrufu yapan uygulamaları desteklemek amaçlı sertifika veren bir diğer kuruluş olan LEED, tasarlanan bir projeye, “sürdürülebilir araziler”, “su kullanımında etkinlik”, “enerji ve atmosfer”, “malzeme ve kaynaklar”, “iç hava kalitesi” ve “inovasyon ve tasarım” olmak üzere 6 alanda puan verir. Değerlendirmeden geçen binalar, puanlama neticesine göre “sertifika”, “gümüş”, “altın”, ve “platin” şeklinde isimlendirilen 4 ayrı seviyede sertifika alabilirler.
Enerji ve su kullanımında yeşil olmayanlara kıyasla yüzde elli (50%)’ye varan oranlarda tasarruf sağlayan yeşil binalar için standartlaşma ve sertifika çalışmaları yapan kurumların oluşması ile sertifika çalışmaları başlamıştır. Bu alanda belirli bir seviyeye ulaştığı için sertifikalandırılmış binalar yeşil bina ünvanı ile prestij kazanmakla kalmamış, aynı zamanda satış ve kira değerleri de artmıştır.
Estetik olarak daha çekici ve sağlıklı bir ortam sağlayan, doğayla uyumlu yeşil binaların uygulama özellikleri arasında etkili yalıtım sistemleri ile enerji tasarrufunun sağlanması, ses ve ısı yalıtımının oluşturulması, az su tüketen bitki ve ağaçlar ile peyzaj düzenlemesi, atık malzemelerden dönüştürülerek üretilen yapı malzemelerinin kullanılması, harekete duyarlı sensörlerle havalandırma ve ışıklandırma yapılması ve binanın kendi elektriğini üreten sistemlerin kurulması gibi yöntemler gelmektedir. En başlardaki yapı maliyetlerinin yüzde beş ile on (5-10%) arasında artırdığı tahmin edilen yeşil binaların, enerji kullanımında sağladığı büyük tasarruflar ve uzun dönemdeki işletme maliyetinin düşük olması neticesinde kârlı bir yatırım olduğu kaçınılmaz bir gerçektir ! Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi, ülkemizde yeni yapılacak konut, işyerleri ve fabrika binaları için böylesi zorunluluklar getirildiği ölçüde yeşil bina sektörü de ciddi bir gelişme potansiyeli gösterebilir.
www.kibrisgazetesi.com / 29.11.2009