1. OSB Çevre Zirvesi
TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Hasan Ali Çelik, Türkiyenin 2023 hedeflerinden birisi, enerjimizin yüzde 30luk bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmektir dedi.
Antalyada Lara Fame Residence Otelde düzenlenen 1. OSB Çevre Zirvesinde konuşan TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Hasan Ali Çelik, Türkiyenin hızla sanayileştiğini bildirdi. Sanayide enerji kullanımının beraberinde bazı olumsuz etkileri de olabileceğine değinen Çelik, özellikle karbondioksit salınımının bunların başında geldiğine dikkati çekti.
Çelik, yenilenebilir enerjiye yönelik çalışmalar yapmayı istediklerini belirterek, Türkiyenin 2023 hedeflerinden birisi, enerjimizin yüzde 30luk bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmektir dedi.
Yenilenebilir enerjiye yönelik çalışmaların yakın geçmişte başladığına işaret eden Çelik, yasalarda rüzgar gibi yenilenebilir enerjilere yönelik bir yapılanma olmadığına değindi. Son dönemde yasalarda yapılan değişiklikle artık yenilenebilir enerjinin kanun maddelerinde de yer almaya başladığına dikkati çeken Hasan Ali Çelik, Enerji, sanayi ve çevre bir bütündür. Birbirinden ayrılmazlar diye konuştu.
Atıkların bertaraf edilmesi için OSBlerde üstün uygulamalar olduğuna değinen Çelik, şöyle devam etti : Bizdeki OSBler gerçekten çok iyi. OSBlerin her yerde kurulmasından yanayım. OSBlerin Türkiye için çok önemli olduğunu paylaşmak istiyorum. Düzenli sanayileşmeyi sağladığı için bunu söylüyorum. Bir takım endüstriyel atıklardan kaçınılmaz ama bazı illerimizdeki OSBler atık işletmeciliği de yapmışlar. Kirli su arıtmadan tutunuz, çevre görüntüsü, ağaçlandırma, yol düzenlemelerine kadar, insani ihtiyaçları ortaya koyan çalışmalar yapmışlar.
Hasan Ali Çelik, atıklardan enerji üretmenin de önemli olduğunu vurguladı. OSBlerde biyogaz ve biyokütle üzerine çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Çelik, Artık atığı bir yokluk değil, varlık malzemesi olarak görmeye başlıyoruz ve atıktan enerji üretmeye, enerji üretmeye, hem tarımsal, hem endüstriyel anlamda katkı maddesi olarak kullanmaya başladık dedi.
OSBÜK BAŞKANI YILMAZ
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmaz da bugüne kadar ilk kez bir zirve yapmaya ihtiyaç duymanın, sorunlarının birikmiş olduğunun göstergesi olduğunu savundu. Türkiyede ilk OSBnin 1962 yılında kurulduğunu, bugün itibariyle 80 ilde 261 OSB bulunduğunu bildiren Yılmaz, coğrafi şartları uygun olmadığı için Türkiyede sadece Artvinde OSB olmadığına dikkati çekti. OSB olarak seçilen alan miktarının 69 bin hektar olduğunu vurgulayan Mahmut Yılmaz, 2007 nüfus sayımına göre Türkiyede kişi başına 10 metrekare OSB arazisi düşmektedir dedi. Mahmut Yılmaz, İzmir ve Bursada 13, Kocaeli ve Ankarada 12, Konya ve Afyonkarahisarda 9, İstanbulda 8 olmak üzere illerde çeşitli sayılarda OSB bulunduğunu kaydetti. Türkiye genelindeki OSBlerde 95 de yabancı sermayeli şirket bulunduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiyedeki OSBlerde şu anda sağlanan istihdamın da 997 bin 500 olduğunu bildirdi. Yılmaz, İnşaat halindeki OSBlerin tamamlanması ve doluluk oranının yüzde 100lere ulaşması halinde toplam istihdamın 1,5 milyon kişi olacağı tahmin edilmektedir diye konuştu.
AMBALAJ ATIKLARI YÖNETMELİĞİ
Yılmaz, OSBlerin ilgili yasalarla belediyelerin görev ve sorumluluk alanı dışında tutulduğunu, bu nedenle OSB sınırları içinde bütün belediye hizmetlerinin OSB tüzel kişiliği tarafından yerine getirildiğini kaydetti. Mahmut Yılmaz, şöyle konuştu : 30 Temmuz 2004 tarihli Ambalaj Atıkları Yönetmeliği ile OSBlerin görev ve yetki alanlarına müdahale ederek belediyeleri veya belediyelerin yetkilendirdiği lisanslı şirketleri OSB sınırları içinde yetkiliymiş gibi göstermek, kanımızca doğru bir düzenleme olmamıştır. Bizce bu işin doğrusu, ambalaj atıklarının lisanslı toplayıcılar tarafından toplanarak ortamdan uzaklaştırılmasının sağlanması olmamalıdır. Bu işin ücretsiz olacağı yönünde düzenleme yapılmasının Çevre ve Orman Bakanlığının görevi olmadığını düşünüyoruz.
Söz konusu yönetmeliğin büyükşehir belediyesi, belediye ve OSB kanunlarına ve Anayasaya aykırı olduğunu iddia eden Yılmaz, şöyle devam etti : Çünkü Anayasanın Mülkiyet Hakkı başlıklı 35. maddesi, Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir, mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz hükmüne amirdir. Bu sebeple halk arasında adı çöp bile olsa, ambalaj atıklarının da bir sahibi vardır. Yani gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetindedir. Çevre ve Orman Bakanlığının mülkiyetimizdeki bir emtiayı falanca kişilere bedelsiz olarak vereceksiniz şeklindeki talimatı, sanayiciler tarafından kabul edilmemekte ve bu sebeple uygulamada pek çok sorun çıkmaktadır.
Mahmut Yılmaz, Çevre ve Orman Bakanlığının bu yönetmeliğinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanan OSB Uygulama Yönetmeliğine paralel şekilde bir düzenlemenin yapılmasını istedi. Zirve çerçevesinde ABdeki çevre fasılaları konusunda katılımcıların bilgilendirileceğini belirten Yılmaz, 2023 yılına kadar AB Çevre Standartları düzeyine ulaşabilmek için 25-30 milyarı özel sektör tarafından olmak üzere toplam 80 milyar avroluk yatırımın gerekli olduğu hesap edilmiştir dedi.
Yılmaz, enerji yatırımı için yıllık 4 milyar dolar, çevre yatırımları için yıllık 10 milyar dolar yatırım yapmaları gerektiğini vurgulayarak, Üretim için kaynak bulunamadığı bir dönemde bu kaynakların temini imkansız görünmektedir. Bakanlığınızın AB geçiş sürecinin daha uzun bir döneme yayılması yönünde girişimlerde bulunması beklenmektedir diye konuştu.
Mahmut Yılmaz, Türkiyenin Kyoto Protokolüne taraf olmasının ardından uyması gereken bazı kurallar olduğunu öğrendiklerini, bu konuda da Çevre ve Orman Bakanlığından sanayicilerin rekabet şansını düşürmeyecek önlemler almasını istedi.
Yılmaz, Çevre Kanununun 4. maddesinde değişiklik yapılması ve OSBlerin arıtma tesisi yapma sorumluluğunun belediyeler gibi çeşitli şartlar oluştuğunda kurmalarını belirleyen yeni bir sisteme dönüştürülmesinin gerekli olduğunu savundu.
OSBler ile belediyeleri de karşılaştıran Yılmaz, Bu konuda üvey evlat olmayalım dedi.
ANTALYA VALİSİ YÜKSEL
Antalya Valisi Yüksel de, OSBlerin kentlerin gelişmesini ve sanayinin bir bölgede toplanmasını sağlamak, sanayinin çevreye verdiği zararı en aza indirmek, disiplinli bir sanayi oluşturmak, kaynakları rasyonel kullanmak için kurulduklarına dikkati çekti.
Mal ve hizmet üretimi yapılan en önemli yerlerin OSBler olduğunu belirten Vali Yüksel, Türkiyede çok başarılı OSB uygulamaları bulunduğunu vurguladı. Yüksel, dünyanın siyasi, ekonomik veya askeri anlamda kutuplaşabildiğini de ifade ederek, İki kutuplu, üç kutuplu dünyadan bahsedilir. Ama başlık çevre dediğiniz zaman, buna kutup deme şansı yoktur. O zaman konuşacağımız tek şey tek dünyadır. Bizim dünyamızdır. Hepimizin dünyasıdır dedi. Bu konuda sanayicilere de büyük görevler düştüğünü bildiren Vali Yüksel, sanayicinin mutlaka temiz enerji kullanması gerektiğini kaydetti.
1. OSB ÇEVRE ZİRVESİ -ÇEVRE VE ORMAN BAKANI EROĞLU : ŞAHSEN MEVCUT AMBALAJ ATIKLARI YÖNETMELİĞİNİN ADİL OLMADIĞI KANAATİNDEYİM. ARKADAŞLARIMA TALİMAT VERDİM. BUNUN MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMESİ LAZIM
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Şahsen mevcut Ambalaj Atıkları Yönetmeliğinin adil olmadığı kanaatindeyim. Arkadaşlarıma talimat verdim. Bunun mutlaka değiştirilmesi lazım dedi.
Eroğlu, Antalya Larada, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşunun (OSBÜK) işbirliğinde düzenlenen 1. OSB Çevre Zirvesine katıldı.
Bakan Eroğlu, burada yaptığı konuşmada, geçmişte sanayi tesislerinin yol ve dere kenarlarında kurulduğunu, bu tesislerin zaman zaman tarım arazilerini işgal ettiğini, kontrol edilmedikleri için de çeşitli kirliliklere yol açtığını kaydetti. OSBlerin yedek parça temininden yan sanayiye, ihracattan, istihdama kadar çok gerekli kuruluşlar olduğuna değinen Bakan Eroğlu, Sanayi Bakanı gibi konuşuyor diye düşünmeyin, sizlerin önünü açmak durumundayım dedi.
Türkiye genelindeki OSBlerden çevreci olanları ödüllendirdiklerini anlatan Eroğlu, gelecekte çevre kriterleri sağlanmadıkça malın ihracatının da sağlanamayacağını vurguladı. Malı alan tüketicinin, ürünün çevreci mantıkla üretilip üretilmediğine baktığını belirten Eroğlu, bunun gelecekte ihracatta çok daha önemli olacağına inandığını kaydetti.
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmazın konuşmasında Ambalaj Atıkları Yönetmeliğinin bazı maddelerini eleştirdiğini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu : Ben de şahsen mevcut Ambalaj Atıkları Yönetmeliğinin adil olmadığı kanaatindeyim. Arkadaşlarıma talimat verdim. Bunun mutlaka değiştirilmesi lazım. Görüşmeler devam ediyor. İnşallah birkaç gün zarfında bu konuda bir adım atacağız. Olumlu yönde ilerliyoruz. Bu konuda size müjde vermek istiyorum. Bunu çözeceğiz. Orta bir yol bulacağız. Şüpheniz olmasın. Bunu bizzat takip ediyorum.
CEZA YERİNE TEŞVİK
Veysel Eroğlu, ceza yerine teşvik sistemini uygulamanın gereğine inandığını kaydetti. Dünyayı korumanın herkesin görevi olduğunu anlatan Eroğlu, tehlikeli atık bertaraf tesisi kurulması için her yerde çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmazın çevre izni alan veya ISO kalite belgesi olan OSBlerin daha çok denetlendiğini söylediğini belirten Bakan Eroğlu, şöyle konuştu : Sayın Yılmaz, kümesteki horozlarla dışarıdaki horozları bir tutuyorsunuz demek istedi. Bizim böyle bir anlayışımız yok. Biz içerideki horozlara daha iyi bakmamız gerektiği kanaatindeyiz. Arkadaşlarıma hep, OSBde yeni kurulacak tesisler için her türlü kolaylığı gösterin. Buraları teşvik etmemiz lazım. Dağınık sanayiler, yol veya nehir boyunca serpiştirilmiş sanayi, Türkiye için en kötü çözümdür. OSBlerin mutlaka teşvik edilesi gerekir ve hatta çevre izinlerinde, ÇED çalışmalarında her türlü kolaylığın gösterilmesi gerekir diye talimat vermişimdir.
Eroğlu, OSBlerde temiz teknoloji kullanılması için gereken her türlü desteği vermeye de hazır olduklarını kaydetti. Biz sizin hizmetkarınızız. Biz sizlere hizmetkarlık, önünüzü açmak için varız diyen Eroğlu, bakanlıktaki diğer çalışanların anlayışının da bu yönde olduğunu söyledi.
KYOTO PROTOKOLÜ
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmazın Kyoto Protokolüne ilişkin bazı sözleri olduğunu da Eroğlu, şöyle konuştu : Biz 24 Mayıs 2004te BM İklim Değişikliği Sözleşmesine imza attık. Ancak maalesef oraya giden heyet, biz gelişmiş ülkeyiz diye çok büyük mükellefiyetler almışlar. Diğer ülkelere yardım yapacak durumda zengin ülkeler arasına sokmuşlar. Ama Marakeşte yapılan toplantıdan sonra ülkemizin ek 1de kalması ve ülkenin özel şartlarının tanınması kaydıyla o sözleşmeyi imzaladık. Uzun süre Kyotoya taraf da olmadık. Kyotoya taraf olmayan bir tek ABD var gelişmiş ülkelerden, bir de biz varız. Diğerlerinin kıymeti harbiyesi yok. Biz bu konuda Kyotoya taraf olmasak, bir suçumuz olmadığı halde, cürmümüz binde 4 gibi çok küçük bir oranda olmasına rağmen, ABDnin neredeyse yüzde 30, yani 3te 1, biz ABD ile aynı kefeye konulmaya başladık. Bu yüzden Kyotoya taraf olmak, bir mükellefiyet getirmediği, zaten 2012de sona ereceği için 2009 ağustos ayında taraf olduk. Bu bizi rahatlattı. Avrupa nezdinde itibar kazandık. Mesuliyetimiz, mükellefiyetimiz yok ama manevi bir baskı vardı. Böylece ABD ile aramızdaki fark da görüldü.
Eroğlu, yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini, bugün hidroelektrik enerjisi üretimi yapmak üzere bin 550 talip olduğunu, bunun toplam kurulu gücünün 23 bin megawatt civarında olacağını bildirdi. 75-80 milyar kilovat saat elektriğin sulardan üretileceğini belirten Eroğlu, Enerjide dışa bağımlıyız. Ben enerji bakanı olsaydım, bana elektrik fiyatlarının pahalı olduğundan bahsedecektiniz. Bereket versin ki Enerji Bakanı değilim diye konuştu.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede ağaçlandırmanın da önemli olduğunu anlatan Eroğlu, ağaçlandırma çalışmaları sayesinde Türkiyenin dünyadaki ilk 3 ülke arasına girdiğini kaydetti. Eroğlu, geçen yıl yanan alanlar da dahil olmak üzere toplam 501 bin hektar alanı ağaçlandırdıklarını anlatarak, bunun bir dünya rekoru olduğuna değindi. 2012 sonuna kadar bu rakamın 2 milyon 300 bin hektara çıkacağını belirten Eroğlu, bunun Belçikanın yüzölçümüne neredeyse eşit olduğunu ifade etti.
TERAZİ BENZETMESİ
Kyotodan dolayı sanayicimiz zarara uğramasın diye alınması gereken tedbirleri alıyoruz diyen Eroğlu, şöyle konuştu : Sizin yükünüzü azaltıyoruz. Temiz enerji kaynaklarını devreye sokmasak, sizin emisyonunuz hesaba girecek. Terazinin bir kesesinde sanayi emisyonları varsa, biz diğer kefeye ağaçlandırma, raylı ulaşım sistemleri, metrobüs uygulaması, Marmaray uygulaması, trafikte kullanılan yakıt sistemi uygulamalarıyla ha bire ağırlıklar koyuyoruz ve sizin yükünüzü azaltıyoruz. Kyotodan dolayı sanayicimize zarar gelmeyecektir.
ABdeki çevre faslına ilişkin OSB yöneticilerinin kaygılarını da yanıtlayan Bakan Eroğlu, Türkiyenin ABye girmesinin hem ülke, hem de Avrupa açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Çevre faslı konusunda bakanlık olarak önemli adımlar attıklarını belirten Eroğlu, kriterleri tamamlamak için yaklaşık bin 500 sayfa doküman hazırladıklarını bildirdi.
Bu çalışmaların çok önemli olduğunu kaydeden Eroğlu, Çünkü hepimiz çevreci olmak durumundayız. Ben çevreci olmayan bir insanı düşünemiyorum. Dolayısıyla çevrecilik de partiler üstü bir anlayış getiriyor. Dolayısıyla çevre faslı açmamız Avrupada da dikkati çekti. ABye giren ülkeler çevre faslını en son açabilmişlerdi diye konuştu.
ÇEVRE KENDİSİNE YAPILAN YATIRIMI ÖDÜYOR
Çevreye yatırım yapmanın gelecekte yapılacak masrafları da azaltacağına değinen Eroğlu, atık su arıtma tesisleri sayesinde mavi bayrak sayısının arttığını, bu sayede de Türkiyeye geçen yıl 28 milyon turist geldiğini vurguladı.
İstanbulda içme suyu sorununun çözümüne yönelik yaptığı çalışmalardan da örnek veren Bakan Eroğlu, kentte su sıkıntısı yaşandığı yıllarda yaklaşık 500 bin konuta su deposu yapıldığını, bunun ilaç ve bakım masraflarıyla maliyetinin 12 milyon TLyi bulduğunu söyledi. Eroğlu, İstanbula su getirmek için sadece 3 milyon TL harcadıklarını belirterek, şöyle konuştu : Bunu niye anlatıyorum ? ABde çevre faslı açılmasından endişe etmeyin. Zaten bunlar bizim yapmamız gereken, hatta geç kalmış çalışmalar. Katı atık bertaraf tesislerinden atıksu arıtma tesislerine, temiz içme suyu getirmeye kadar bunlar zaten yapılması gerekiyordu. Üçte ikisini zaten merkezi hükümet yapacak, o konuda da endişe etmeyin, siz yolunuza devam edin. Biz de size destek vermeye hazırız. Arada uzlaşmazlıklar olabilir ama orta yolu bulmaya hazır olduğumuzu ifade edeyim.
Bakan Eroğlu, konuşmasının sonunda zirve anısına bir orman kurulması yönünde öneride bulundu. Salonda bulunan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürüne de seslenen Eroğlu, önce toplantıya katılan herkes adına bu ormana ikişer fidan dikilmesini istedi. Eroğlu, salonda bulunanların, 10 olsun yönündeki isteğini de kıramayarak, ormana zirveye katılan kişiler adına 10ar fidan dikilmesi talimatı verdi.
Öte yandan, Eroğlu daha sonra Antalya kent merkezindeki bir otelde düzenlenen İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katıldı. Eroğlu, toplantının basına açık olan açılışında yaptığı konuşmada, bakanlığına bağlı ilgili birimlerin yaptığı ve planlanan çalışmaların ele alınacağını söyledi. Eroğlu, Bu sene Antalya ile ilgili büyük yatırımlarımız, ciddi projelerimiz var dedi. www.haberantalya.com / 20 Şubat 2010