Berlin Elektriği Kamulaşacak Mı?
Berlinliler, şu an İsveçli bir şirketin kontrolünde olan elektrik dağıtımının tekrar kamulaştırılmasını istiyor. Fakat bu konuda halk oylaması için 200 bin imza gerekli.
Almanyanın birçok kentinde halk, özelleştirilen elektrik şirketlerinin tekrar kamulaştırılmasını istiyor. Berlin de bu kentlerden biri.
Jens Martin Rode başındaki beyzbol kepiyle Berlinin işlek caddelerinden birinde imza toplamaya çalışıyor. 40 yaşlarındaki Rode ve Berlinli Çevreci Aktivistler Derneğinin diğer üyeleri bu imzaları elektrik idaresinin İsveçli Vattenfall elektrik şirketinden alınarak yeni kurulacak bir devlet kurumuna verilmesi için topluyorlar. Rode, elektrik dağıtımının herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu ve stratejik olarak da çok önemli olduğunu belirtiyor.
Çevreci aktivist Jens Martin Rode başkent Berlinde yenilenebilir enerjiler konusunda da gerekli adımların atılmadığını ekliyor. Rode, şu anda elektrik idaresini elinde bulunduran İsveç şirketi Vattenfallın güneş ya da rüzgar enerjisi kullanmak yerine doğayı kirleten kömür santrallerini kullanmasını da eleştiriyor. Vattenfall bölgedeki elektrik şebekesine de sahip olduğundan Berlini neredeyse tekeline almış bulunuyor.
Halk söz hakkı istiyor
Berlinli Çevreci Aktivistler Derneğinden Jens Martin Rode şehrin önümüzdeki 20 yıllık enerji ikmalinin belirlenmesinde söz sahibi olmak istediklerini söyleyerek "Elektrik hatlarının hangi kuruma verileceği çok önemli bir karar. Enerji altyapısının yenilenebilir enerji kaynaklarına nasıl adapte edileceğine de dikkat edilmesi gerekiyor? Bu kararlar verilirken kimler söz sahibi olacak? Bu kararları kömürlü termik santral işleten Vattenfall grubu mu, yoksa farklı bölgelerdeki güneş enerjisi kullanan kişi ya da kooperatifler mi verecek?" diye soruyor.
Elektrik idaresinin kamulaştırılması için imza toplayanlardan biri de Stefan Taschner. "Berlin Enerji Masası" derneği üyesi Taschner de imza toplamaya çalışıyor. Gerekli imza sayısına ulaşıldığı takdirde, sonbaharda yapılacak olan halk oylamasında elektrik şebekelerinin tekrar kamuya devredilmesi mümkün olabilecek. Taschner bunun bir defaya mahsus önemli ve mutlaka değerlendirilmesi gereken bir imkan olduğunu belirtiyor: "Vattenfall grubu ile yapılan anlaşmanın süresi önümüzdeki sonbaharda dolacağı için bütün elektrik şebekesi, yer altı dağıtım kabloları ve transformatörler yeniden kamuya geçebilir. Diğer yandan bu kurum tamamen devredileceğinden, Vattenfallda çalışanlar da, eğer isterlerse, yeni kurulacak kamu kuruluşunda işlerine devam edebilirler."
Kamu kurumları mı yoksa özel şirketler mi?
Diğer yandan, elektrik ikmalinin tekrar kamulaştırılmasına karşı çıkanlar da az değil. Böyle düşünenler özel şirketlerin teknik sorunlarla kamu işletmelerinden daha iyi başa çıkabildiği görüşündeler. "Berlin Enerji Masası" derneği üyelerinden Stefan Taschner bu eleştirinin önyargıdan ibaret olduğunu söylüyor ve buna Almanyanın üçüncü büyük şehri Münih örnek gösterilebilir. Orada da elektrik idaresi ve elektrik şebekesi kamuya ait. Buna rağmen elektrik dağıtımında kalitesizlikten söz edilemez. Tam aksine. Münihte elektrikler Berlinden daha az kesiliyor. Münihte kişi başına yılda 10 dakika elektrik kesintisi olurken, her Berlinli yılda on iki dakika elektriksiz kalıyor. Bu da kamu işletmelerinin aynı kalitede, hatta daha iyi hizmet verebildiğini gösteriyor şeklinde konuşuyor.
Emsal teşkil edebiliriz
Çevreci aktivistler bugüne kadar yaklaşık 130 bin imza toplamayı başarmışlar. Son baharda halk oylaması yapılabilmesi için yaklaşık 70 bin imzaya daha ihtiyaç var. Berlinli Çevreci Aktivistler Derneğinden aktivist Jens Martin Rode kendinden emin ve bu inisiyatifin tüm Almanyaya emsal teşkil edeceğini belirtiyor:
"Eğer Hamburg ve Berlin gibi iki büyük şehirde elektrik idaresini kamulaştırabilirsek, diğer büyük şehirlere de çok önemli bir sinyal vermiş oluruz. Başarılı olursak, diğer büyük şehirler de kamulaştırmaya yönelebilirler." (DW)
www.haberler.com
31.05.2013