Enerji ve Çevre Fuarı ICCI 2010 başladı
ICCI 2010un başlıca gündem maddeleri ise; Elektrik Üretim ve Dağıtım Özelleştirmeleri, Enerji Mevzuatı kapsamında Lisans Yönetmeliği, Yerli Kaynak Kullanımı ve arttırılması için hedefler, Enerji Yatırımlarının Finansmanı, Yenilenebilir Enerji ve Hukuki Düzenlemeler, Enerji Verimliliği, Strateji Belgesi, Doğal Gaz ve Petrol Piyasalarındaki Gelişmeler ve AB Çevre Faslı ve İklim Değişikliği olarak belirlenmiş.
Enerji sektörünün en önemli buluşma noktası olarak lanse edilen 16.Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı ICCI 2010 başladı. 14 Mayıs 2010’a kadar devam edecek olan ICCI 2010 hem enerji alanında faaliyet gösteren pek çok firma için bir fuar ortamı hem de enerji sorunlarının tartışıldığı konferans ve panelleri içeriyor.
3 gün süresince 7 bin sektör temsilcisin katılması beklenen fuar konferansın ilk günkü ana konuşmacısı ise Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Dr. Fatih Biroldu.
ICCI 2010’da bu yıl ilk kez enerji sektöründe yeni işbirliklerinin oluşmasına yönelik ikili görüşmeler de düzenleniyor. Yaptıkları çalışmalarla temiz enerji alanında önemli adımlar atmış olan İspanya ve Avusturya ise ikili görüşmelerde ülke bazında yer alıyor.
Enerji sektörüne yönelik faaliyetleriyle tanınan Sektörel Fuarcılık tarafından 12–14 Mayıs 2010 tarihlerinde Yeşilköy WOW Convention Center’da gerçekleştirilen ICCI 2010, bu yıl birçok ilke ev sahipliği yaparak başladı.
Zorlu Enerji, Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası ve Borusan gibi yerli firmaların yanı sıra aralarında Vestas, GE, Schneider, Areva, Gamesa, Suzlon ve Enercon gibi uluslararası şirketlerin de yer aldığı 150 firmanın katımlı ile gerçekleştirilen fuar kapsamında, bu yıl ilk defa ikili görüşmeler de düzenleniyor.
Yeni işbirliklerinin oluşması amacıyla Avrupa İşletmeler Ağı ve İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenecek ikili görüşmelerde; Yenilenebilir Enerji, Atık Yönetimi, Geri Dönüşüm Sistemleri, Çevre Teknolojileri, Kojenerasyon ve Enerji Verimliliği teknolojileri alanında faaliyet gösteren firmalar katılıyor.
İkili görüşmelerin öne çıkan iki ülkesi ise İspanya ve Avusturya. Rüzgâr enerjisi alanında önemli atılımlar yapan İspanya adına İspanya Rüzgar Birliği ve İspanya Dış Ticaret Enstitüsü yetkilileri konferansta yenilebilir enerji konusunda bilgi verecek.
Temiz Enerji konusundaki çalışmalarıyla tanınan Avusturya da özel bir oturum ile ICCI 2010’a katılacak bir diğer ülke olacak. Yan etkinlikler dâhilinde konuşacak olan Avusturya’yı, Avusturya Çevre Bakanlığı’ndan Hermann Goetsch temsil edecek.
ICCI 2010’un bu yılki ana konuşmacısı ise, Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol. Türkiye’nin enerji sektöründe yetiştirdiği en önemli isimlerden biri olan Birol, konferansta önümüzdeki 5 yılın değerlendirmesini yaparak “Dünya’nın Enerji Görünümü” konusunda öngörülerini de paylaşacak. Birol, ayrıca önümüzdeki 20 yıllık dönem içinde geliştirilmesi beklenen enerji politikalarından da bahsedecek ve enerjide Türkiyenin önümüzdeki 40 - 50 yılını etkileyecek gelişmeleri dile getirecek.
1994 yılından beri her yıl aralıksız olarak ICCI etkinliğinin ilk gününde Fatih Birol bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere çeşitli bilgiler verdi.
Konuşmasına en son Kasım ayında Türkiyeye gelerek enerji sektöründeki beklentilerini aktardığını anlatarak başlayan Birol, aradan geçen 6 aylık süreçte yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Basın mensuplarına yönelik olarak yaptığı konuşmayı 4 ana başlıkta gruplayan Birol ilk olarak Petrol konusunda görüş ve beklentilerini dile getirdi.
Petrol fiyatlarının hem enerji sektörü hem de dünya piyasaları için son derece önemli bir etmen olduğunu belirten Birol Türkiyede GSMHnin (Gayri Safi Milli Hasıla) yüzde 2,5inin petrol ithalatına harcandığını söyledi. Avrupa ülkelerinde bu oranın yüzde 1 civarında olduğuna dikkat çeken Birol petrol fiyatlarının ileride pek çok sektör açısından çok daha belirleyici olacağını düşünüyor.
Birol konuşmasında; önümüzdeki 20 yıllık dönem için geliştirilen enerji senaryosunu; "Petrol ana enerji kaynağı olmaya devam edecek. OPEC petrol üretiminde en büyük paya sahip. Bu noktada Irak’ın gelecek 10 yılda sektörde nihai bir sürücü olup olamayacağı da önem kazanıyor. Irak petrol yatakları geliştirilmek için genellikle açık ve göreceli olarak ucuz. Politikacılar iyimser bir şekilde hızlı kapasite artışı olacağını iddia ediyor. Fakat alçakgönüllü bir başarı bile -mevcut üretimin ikiye katlanması- küresel petrol pazarı için muazzam bir etki yaratabilirdi. Ana sorunlar ise güvenlik, altyapı eksikliği, su ve personel olacak,” şeklinde açıkladı.
Yaşanan her ekonomik kriz döneminde petrol fiyatlarının düştüğüne, arkasından tekrar yükselişe geçtiğine dikkat çeken Birol, global ekonomilerin ayakları üzerinde sağlam durması takdirinde petrol fiyatlarındaki yükseliş trendinin süreciğini ifade ediyor.
İkinci konu başlığı olarak doğal gaz piyasasına değinen Birol, ABDde doğalgaz açığı olacağı beklentisi yüzünden pek çok ülkenin ciddi bir biçimde doğalgaz yatırımı yaptığına ancak böyle bir açık oluşmayınca doğalgaz bolluğu oluştuğuna vurgu yapıyor. Birol Türkiyenin ise doğalgaz üretmekten ziyade boru hattı aracılığı ile satış yapması nedeniyle oldukça dezavantajlı durumda olduğunu söylüyor.
Üçüncü olarak Nükleer Santral konusuna değinen Fatih Birol Türkiye için nükleer üretimin ciddi bir opsiyon olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Özellikle Çin ve Rusyanın ciddi nükleer yatırımı yaptığını belirten Birol, bu teknolojinin dışa olan bağımlılığı azaltması nedeniyle her ülkede opsiyon olarak düşünülmeye başlandığını belirtiyor.
Birol Nükleere yönelim konusunda, uygun fiyata kesintisiz elektrik üretme ve CO2 emisyonu olmamasının son derece önemli fırsatlar sağladığını belirtirken nükleer teknoloji seçiminde çok dikkatli davranılması gerektiğine de vurgu yapıyor.
Son olarak iklim değişikliği konusuna değinen Birol Kopenhag zirvesi öncesi çok büyük beklentileri olduğunu, bunların bir ölçüye kadar sağlandığını ancak bundan sonra da somut adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
Toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fatih Birola turk.internet olarak iklim değişikliği konusunda bir soru sorduk. Birola Obamanın son dönemde Kyoto Sözleşmesinin yetersiz kaldığını sıklıkla dile getirdiğini hatırlatarak kendisinin görüşlerini ve Türkiyenin atması gereken adımları sorduk.
Fatih Birol sorumuza cevaben yaptığı konuşmada enerji konusunda mevcut trendler devam ederse dünyanın her yıl 6 derece kadar ısınacağını söyleyerek Kyoto Sözleşmesinin bunu önlemede yetersiz kaldığını belirtti. Daha radikal çözümler uygulanmasının zorunlu olduğunu belirten Birol, bu konuda çözüm olarak yenilenebilir enerjilere yönelmek, nükleer enerjiden faydalanmak ve enerjinin bir şekilde verimli kullanılmasını sağlamak gerektiğini ifade ediyor. www.turk.internet.com / 12.05.2010