ABD Ordusu Mecburiyetten Çevreci
2006 yılında Batı Iraktaki Amerikan güçlerinin komutanı Richard Zilmerin ABD başkentine yenilenebilir enerjilerin ABD ordusundaki can kayıplarını önleyebileceği mesajını vermesinin ardından ABD ordusunun bu alana olan ilgisinde artış yaşanmakta.
Irak, Afganistan ve Pakistan gibi sorunlu coğrafyalarda operasyonlar yürüten ABD güçlerinin askeri faaliyetleri için ihtiyaç duydukları enerjiyi fosil yakıtlardan sağlama zorunluluğu orduya hem çok yüksek maliyetler getiriyor hem de can kayıplarına neden oluyor.
ABD ordusu tarafından yapılan araştırmalar galonu 1 dolardan satın alınan mazotun bazı cephelere götürülmesi için 400 dolara yakın maliyete yol açtığı, bununla beraber ABD güçlerinin yakıt nakliyesinin her 24 seferden birinde can kaybına yol açan saldırılarla karşılaşabildiğini gösteriyor. Özellikle Afganistan gibi zorlu coğrafyalarda elektrik sağlamak için hiçbir kaynağın olmadığı bölgelerde her türlü enerji üretimi içinde fosil yakıt kullanılmakta.
ABD hükümetinin yenilenebilir enerji ile ilgili yasal düzenlemeleri geçirmekte başarısız olması, bir çok eyalet yönetiminin durgunluğu gerekçe göstererek yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemekte isteksiz davranması ve ülkenin bu alandaki liderliğini Çin ve Avrupaya kaybettiği tespitlerine rağmen ABD ordusu bu durumdan dolayı yenilenebilir enerjide ülkedeki liderliği üslendiği görülüyor.
ABDnin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi şimdi ise Ordu Sekreteri olan Ray Mabus ordunun yenilenebilir enerji kullanımı için iddialı konuşuyor. Mabus ABD ordusunun 2020 yılında tüm enerji ihtiyacının yarısını yenilenebilir enerjiden sağlanmasının hedeflendiğini söylüyor. Bu rakama tüm üsler, askeri araçlar ve gemilerin enerji ihtiyaçları da dahil. Mobus bu hedeflerinin bir çok farklı nedenden kaynaklansa da temelinde tamamen pratik nedenler yattığını söylüyor.
Enerji sekreteri sözlerinin devamında ise ABD ordusunun enerji kullanımında 19 yüzyıldan itibaren yelkenden kömüre, kömürden petrole, petrolden nükleere geçiş süreçlerinde öncü olduğunu ve bu öncülüğünü şimdi yenilenebilir enerjilerin kullanımının yaygınlaşmasında sürdüreceğini iddia ediyor.
ABD ordusu enerji ihtiyaçlarını güneş ve biyoyakıt gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayarak fosil yakıt kullanımının nakliye, savunma, yerel halk ile ilişki kurma zorunluluğu ve yüksek maliyet gibi dezavantajlarını en düşük seviyeye indirmeyi hedefliyor.
Ordunun hedefinde ilk olarak güneş enerjisinden en üst derecede faydalanacak teknolojik ekipmanlara sahip olmak ve mobil biyoyakıt üretim santralleri geliştirmek var. Ordu bu sayede birliklerinin konuşlandıkları bölgelerde ihtiyaç duydukları enerjiyi belirli bir ölçüde de olsa bölgede üretmelerini amaçlıyor.
Bu hedef doğrultusunda ülkenin güneş enerjisi panelleri, bilgisayar ve iletişim cihazları için güneş pilleri ile donanmış ilk birliği yakın zamanda Kaliforniyadan Afganistana hareket edecek. Birliğin taşıdığı ekipmanların değerinin 50.000 dolar ile 70.000 dolar arasında olmasına rağmen orta ve uzun vadede birliğe sağlayacağı tasarruf çok daha yüksek olacağı bekleniyor. Ayrıca yosundan elde edilen ilk biyoyakıt ürününü bu yaz elde eden Amerikan Hava Kuvvetlerinin yakıtının yüzde 50si biyoyakıtdan sağlanan savaş uçakları 2011 yılında havalanmaya başlayacak.
Amerikalı enerji uzmanları özellikle güneş enerjisi alanında son yıllarda düşen maliyetlerin ordunun iddialı hedefleri sonucunda yapacağı yüksek alımlar sayesinde daha da gerileyeceği ve yeni teknolojileri destekleyeceği bu sayede yakın zamanda şu an sivil kullanım için pahalı olan teknolojilerin ucuzlayabileceğini söylüyorlar.
www.yesilekonomi.com / 07.10.2010