Küresel ısınma mevzuunu insanlar bir trend gibi harcadı. Sanki artık modası geçmiş, sanki olay kapanmış gibi davranıyorlar. ‘Hadi bu da geçti bakalım sırada ne var’ gibi bir beklentiye girildi. Bu çok rahatsız edici, çünkü hiçbir şey iyiye gitmiyor. Küresel ısınma yavaşlamış değil. Plastik poşet kullanmak gibi bazı şeyleri içim acıyarak mümkün olduğunca az yapıyorum. Enerji tasarrufu yapmak için televizyonları stand-by konumunda bırakmama, çalışmayan aletlerin fişleri çekme gibi konulara çok dikkat ediyorum. Ben ufacık da olsa bir tasarruf sağlarken, bir mağazada tüm ışıkların sonuna kadar yanık olduğunu, gece de yanmaya devam ettiğini görünce açıkçası benim telefon şarjını fişten çekmemin dünyayı kurtarabileceğine inanamıyorum. Bazı şeyler ciddi olarak yasaklanmalı. Örneğin mağazaların, caddelerdeki olur olmaz tabelaların aydınlatmaları kısıtlanmalı. Ben 10 yıl bile, çalışmayan bir aletin fişini çekerek enerji tasarrufu yapsam ancak bir kuyumcunun ışıklarının bir gece kapanmasına eşit olur herhalde. Belki fantastik bir şey ama bence her işletmenin bir sınırı olmalı, mesela bu ay sadece 200 liralık elektrik kullanabilirsiniz, bundan sonrası için daha yüksek bir tarifeye geçeceksiniz denmeli. Böyle konuşunca beni diktatörlükle suçluyorlar ama bizim yaşadığımız ülkede insanların, daha çok cezalardan anladığını düşünüyorum. Çevre konusunda olumlu mesajlar veren bir etkinlik teklifi gelse tabii ki duyarsız kalmam. Kampanya ya da konser olabilir. Cem ADRİAN / Kaynak : Hürriyet / Çevre / 24 Ekim 2010