Balık çiftlikleri kapatılmamalı, ıslah edilmeli …
Çok yönlü bilim adamı Prof. Dr. ORHAN KURAL Röportajın 4 . ve son bölümünde görüş bildirmeye devam ediyor : Balık çiftlikleri kapatılmamalı , ıslah edilmeli
Oğuz Çetinoğlu : Kanunlara caydırıcı özellik kazandırmak lazım . Sigara içene 69 milyon lira ceza yeterli olmayabilir. Bir kişi sigara içmenin yasak olduğu yerde, 10 defa sigara içtiğinde, 89 defa cezalandınlırsa bir daha o adam aynı yerde sigara içmez. Fakat aynı yerde 10 defa sigara içtiğinde 1 defa cezaya muhatap olursa o uygulamanın etkinliği yok demektir.
Prof. Dr. Kural : Zaten kanun, sigara içenlerden çok işletmeyi cezalandırmalı. Çünkü adamı yakalayamıyorsunuz. Gidiyorsunuz Sigara içme. diyorsunuz, Ne yapacaksınız, içiyorum : diyor. Polis çağırmanız lazım. Polis gelene kadar zaten adam kaçıyor. O halde benim için işletme önemli. Eğer o berber dükkânında sigara içilmesine müsaade ediyorsa, ben ona ceza yazdırabilirim.
Çetinoğlu : Uygulama da var mı ?
Kural : Var. İçen 62 ödüyor, işyeri 500 Lira ödüyor. En güzeli de fotoğraf çekiyorsunuz. İstanbul Valiliğine bir dilekçe; şu tarihte şu iş yerinde sigara içilmesine müsaade edilmiştir. Hemen ekip geliyor. Fotoğrafta da tabii sabit, hemen cezasını yazıyor. Şu anda uygulama öyle.
Çetinoğlu : Türkiye nin Kyoto Protokolüne imza koymasını, sanayileşmiş güçlü devletlerin aynı konuda ağırdan hareket etmesini nasıl yorumlamak gerekir ?
Kural : Türkiye de, Avusturya ve Amerika gibi uzun bir süre imza koymadı. Türkiye, özellikle, karbondioksit salınımında, ozon salınımında çok suçlu bir ülke değil. Yani Amerika çok daha fazlasını tüketiyor. Ayrıca, sadece imza koymakla da kalınmamalı. Uygulamak lazım. Yani buna imza koyan ülkelerin bunu ne kadar uyguladıklarını kim kontrol ediyor, nasıl oluyor ? Bu konuda büyük şüphelerim var. Sadece bu işi söylemekle kalmıyor . Devlet politikalarıyla bunun kesinlikle uygulanabilir olması lazım. Türkiye bir ara Kyota da sanayileşmiş ülkeler arasında yer verildi. Bu yanlıştı . O zaman sanki marifetmiş gibi iftihar edildi. Halbuki o Türkiye ye çok büyük sorumluluk getiriyordu. Diğer ülkelere yardım etmek gibi. Çünkü 13 yıl gibi uzun süre imza koyamadı. Şimdi o kategoriden çıkarıldı bir alt kategoriye alındı. Bizim yoksa diğer ülkelere hem teknoloji hem para vermemiz gerekiyordu. Kendimiz de uygulamamız lazım. Şu anda sanıyorum o hatayı düzeltince Türkiye imzaladı o protokolü bildiğim kadar. Ama dediğim gibi her şeyden önce uygulamalar önemli. Yani sadece protokolde yer almış olmak bir şey değil. Bunu hayata geçirilmesi, bu konuda adımlar atılması, işte rüzgar enerjisinin desteklenmesi, jeotermal enerjiye ağırlık verilmesi gerekli. Politik sebeplerle yanlış kararlar alınmaması lazım.
Çetinoğlu : Halk arasında ozon tabakasının delinmesi olarak anılan, ozon tabakasının incelmesi olayını ve sonuçlarını değerlendirir misiniz ?
Kural : Karbon salınımı global ısınmaya sebep oluyor. Özellikle insanların kullandığı değişik spreyler, buzdolabında kullanılan bazı gazlar, saç spreyleri gibi, klimalarda kullanılan gazlar . . . bunlar biliyorsunuz ozon tabakasını deliyor. Ozon tabakası dünyayı bir çeşit koruyordu. Şimdi onun delinmesiyle birlikte süzgeçten geçmeyip ışınlar direk geliyor. Bu zaman zaman bazı ülkelerin üzerine geldi. Avusturalyaya geldi. Çok kişi cilt kanseri oldu. Değişik teoriler içeri atıldı. Dediler ki, Artık normale döndü , artık eski hâline geldi, Diyenler oldu . Şu sıralardada ozon tabakası üzerinde fazla konuşulmaz oldu. Bilim adamları da değişik görüşler ileri sürdüler. Aynı şey küresel ısınmada da, söz konusu oluyor. Kimine göre; Efendim dünya bir evrim geçiriyor. Zamanında da böyle devirler geçti. Bu olağan bir şeydir. Olacaktır, yaşanacaktır . diyenler var. Buna mukabil bir de insanın tüketim hırsıyla bunu yaptığı söyleniyor. Ben ikinci söylemin doğru olduğunu düşünüyorum. Sayımız artıyor, sayımızla birlikte tüketim de artıyor. Fakat tüketimin artışı, nüfus artışına göre daha fazla. Bir başka konuya girmek istiyorum.
Çetinoğlu : Tabii efendim , buyurunuz . . .
Kural : İstanbul, Yeşil olmayan bir şehir. Kişi başına 157 santimetrekare yeşil alanla, dünyanın en kötü şehirlerinden biridir İstanbul . . Yeşili olmayan bir şehir yaşayamaz . İnsanlar mutlu olamazlar . Yeşili görmeyenlerde psikolojik hastalılar olur . Bağcılar , Gaziosmanpaşa . . . Bunlar yeni semtler . Niye bunların ormanı yok . İnsanlar on dakika içinde ormana girmeli . Tabii orman olursa ozon tabakası delinmez ve bize oksijen sağlar . Ama hep para uğruna en son yeşil alanlara kadar gidildi . İstanbul un yeşil alanları ; mezarlıklar , askeri alanlar bir de türbelerin , camilerin etrafındaki yeşil kalan yerler . Onlardaki ağaçları da , Çarpılırım . . : diye kesmiyorlar herhalde . Onun için de yeşilimiz kalmadı maalesef . Belgrat Ormanımız var . Fakat Gaziosmanpaşa daki bir öğrenci Belgrat Ormanı nı bilmez . 3 saat geçirecek o trafiğin egzoz dumanların içinde . Böyle bir şey müm kün mü ? Modern şehirciliğin tanımı şöyle ; her çocuk evinden okulundan çıkınca 15 dakika içinde bir ormana girmeli . Parktan bahsetmiyorum . Birkaç tane yol boyunca öyle süs ağaçlarından bahsetmiyorum . Kuşların ötebileceği , solucanların yaşayabileceği , insanların oturup güneşte kitap okuyabileceği . . . Yer yok ! Ormanlar nerde efendim . Yok maalesef . Çetinoğlu : Çok ülke gezdiniz . En çevreci ülke hangisi ? Kural : Bütan . Bütan kralını çok seviyorum . Bütan Himalaya ya , Nepal a yakın bir ülke . Kral , ağaç kesmeyi yasakladı . Sağ olsun kralla mektuplaşıyorum . Ve sigarayı yasakladı . Hiç sigara satılmıyor ve kullanılmıyor . Dünyada tek ülke . Kimse profesyonel futbol oynamıyor , yasakladı . Okçuluk yapıyorlar . Herkes gele neksel kıyafetleri giymek zorunda . Bütan halkı bulucin giyemiyor . Batı hayranlığı olmasın diye . Yalda 2 . 000 den fazla turist kabul etmiyor . Gelip benim kültürümü bozmasınlar diye . Paralı insan gelsin , iyi para bıraksın diyor . Ben Butan a hayranım . Bütan kralını da çok seviyorum . Halk da onu çok seviyor . Çetinoğlu : İlkel bir hayat yaşıyorlar . . . Kural : Bence mutlu yaşıyorlar . Yâni paraları da var . Nüfusları da az . Hatta Bangladeş ten işçi bile geldi . Ağaç kestirmiyor , sigara içirtmiyor , eski arabaları kabul etmiyor . 3 yıllık araba gelsin diyor . Benim tabiatımı bozmasın . Diyor . Hiçbir hayvanı öldürtmüyor kral . Böyle bir kral var . Çetinoğlu : Kişi başına millî geliri ne kadar Butan ın ? Kural : Rakam verirsem , yanlış bir şey söylemiş olabilirim . Öyle tahmin ediyorum ki bir hayli düşük . Olabilir , ben bir şey söylemiyorum . Ama halkı mutlu . Yani şunu da biliyorum . Halkı fazla çalışmıyor . Çetinoğlu : Rusya da biraz çevre korumaya önem veriyor . Kural : Hayır , vermiyor . Şehirlerde yaşayanlar tamam ama sanayi konusunda hayır . O çok dikkat çekiyor . Sanayi çok çirkin ama şehir planlaması güzel . Yeşil alanlar harika . Halkı çok güzel bilinçlendirilmiş . Rusya sanayide maalesef çevre kirliliği yaptı . Şimdi daha da kötü . Çetinoğlu : Küresel ısınma olayının sebepleri , sonuçları ve korunma çâreleri konusunda okuyucularımızı bilgilendirir misiniz ? Kural : Fosil esaslı yakıtları dikkatli yakmamız gerekiyor . Bunların başında kömür ve petrol geliyor tabi . Doğal gazda bir noktaya kadar azot salınımı var . Çetinoğlu : Fosil yakıtlar için bacalara filtre konularak kullanılsa , olmaz mı ? Kural : Filtre ile karbondioksitin çıkmasını önleyemezsiniz . Filtre koyarak kükürdü tutabilirsiniz . O da güzel tabi . Kükürt çok zararlı . Asit yağmuru olarak gelir . Yani çaresi yok . Onun çaresi brnu kullanmamak . Nükleer enerji o bakımdan bir avantaj , orda karbon salınımı yok . Ama dediğim gibi Türkiye bu durumda değil . Nükleer santrallerin da bu sefere çok daha fazla zararları var . Onun için global ısınma adına Türkiye nin kaynağı olan kömürün kullanılmaması bence yanlış bir seçim olur . Çünkü hükümet de karar aldı bu şekilde . Çünkü petrole çok fazla para ödüyoruz . Petrol de karbon salınımıdır . Doğalgaz da bir noktaya kadar azot çıkışıyla zararlıdır . Yakılan her şey zararlıdır . Ama kömürde tabi partikül çıkıyor karbon salınımı daha faza . Yani bence çözümün bu olmamasını düşünüyorum . Global ısınmadan kurtulmanın bir çaresi de ağaçlandırmak , yeşilliği artırmak . Bunların sayesinde adım adım daha iyiyi yakalayabiliriz . Çetinoğlu : Ağaçlar , karbon di oksidi emiyor . Kural : Tabii . Yenilenebilir enerjiye çok daha faza ağırlık vermemiz lazım . Rüzgâr enerjisi , güneş enerjisi , jeotermal enerji . . . Buların , kesinlikle ve ağırlıklı olarak kullanılmasından yanayız . Çetinoğlu : Yerleşim alanlarında katı yakıtlar için vahşî depolama yöntemleri devam ediyor . Konunun sorumlusu belediyeler nezdinde yönlendirici çalışmalarınız olabiliyor mu ? Kural : Olmaz olur mu ? Uyarıyorum . Gidip profesyonel futbola destek oluyorlar . Sezen Aksu ya 10 milyar lira ödeyip konsere çağırıyorlar . Festivaller adı altında . Ama çevre meselelerine gelince paraları yok . Belediyelerin sadece % 5 inde katı atık işleme sistemi var . Bir araya gelip yapmaları gerekiyor . Kanun çıktı , yapmadılar . Ama bakıyorsunuz bütün sanatçılar konser adı altında dünyanın parasını alıyorlar . Ona para var . Profesyonel futbola destek için para var . Futbol meselesini konuşamadık . Profesyonel futbol bence bir uyuşturucudur . Toplumu tüketime alıştıran bir şeydir . Eğer ben burada bölüm başkanı olarak 3 . 000 TL alıyorsam , Fatih Terim 340 . 000 TL alıyorsa Cumhurbaşkanı 14 . 000 alıyorsa , bu işte bir çarpıklık var demektir . Futbola destek veren belediyeler arıtma tesislerine , katı atık depolama sistemlerine gelince paraları yok . Yıllardır toplanıyorlar , toplanıyorlar fakat bir sonuç yok . Yeşil alan olması gereken yerleri , çöp deposu olarak kullanıyorlar . 81 ilde konferans verdim . Çöp toplama yeriniz nerede ? Diyorum , Hocam çalışıyoruz . Diyorlar . Günün birinde bir yer bulacaklar da yapacaklar . İlk görevleri bu . Belediyenin görevleri halkı eğlendirmek değildir . Belediyenin görevi şov yapmak değildir . Belediyenin görevi profesyonel futbola benim paramla destek olmak değildir . İlkönce çevredir , çevre temizliğidir , yeşil alanlar oluşturmaktır . Kültürel faaliyet yapsın , dergi yayınlasın , eğitime katkıda bulunsun . Mahallî sanatları , halk ozanlarını desteklesin . Ama gidip de popüler kültür adı altında Sezen Aksu yu çağırıp konser verip Tarkan a konser verdiriyorsa . . . benden alınan parayı helal etmem . . . Kahramanmaraş Belediyesi festival yapıyor 4 gün boyunca . Belediye başkanıyla geçen gün kavga ettim . Sanatkârların parası belediyeden çıkmıyor , sponsorlar veriyor . Diyor . Kim verir Tarkan ın , Hakan ın Sezen in parasını . . . kim öder ? Niçin ödesin ? Muhakkak ki senden menfaatin var ki bu parayı ödüyor . Yani durup dururken Tarkan a 200.000 lira . . . Yine bizim cebimizden çıkıyor . Hala diyor ki ; Hocam hiç merak etmeyin ben başka sponsor bulurum . diyor . Sponsor durup dururken o parayı verir mi ? Bulduğu sponsor kültüre hizmet etsin , eğitime hizmet etsin , sağlığa hizmet etsin . Çetinoğlu : Çevre korunması ile ilgili olarak gündemde iki önemli konu daha var . Birincisi ; Kültür balıkçılığı . Balık çiftliklerinin tamamen kaldırılması yerine ıslah edici tedbirlerin alınması suretiyle ekonomimize ve insanlarımızın sağlıklı beslenmesine katkılarının devam etmesi sağlanamaz mı ? Bu konuda düşünceleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir ? Kural : Bakın ben vejetaryenim . Söyledim Oğuz Bey . Eğer balık çiftliklerine müsaade etmezseniz bu sefer ekosistem bozulur . Yani maalesef bazı insanlar balık yiyorlar . Proteindir , mani olamayız . Balık , ekonomik değerdir . Onun nu konusundaki görüşlerinizi öğrenebilir miyim ? Kural : Tabi , tabi . O da ele alınması gereken önemli bir konu . Türkiye maalesef erozyon bakımından erozyona mâruz kalıyor . Bizim kabahatimiz var . Fakat kabahatimiz olmaksızın da coğrafya şartları sebebiyle erozyon olabiliyor . Bizin kabahatimiz , tabiat şartlarının meydana getirdiği erozyonu en aza indirmek için tedbir almayışımızla ortaya çıkıyor . Türkiye , coğrafya ve tabiat şartları sebebiyle en çok erozyona mâruz kalan ülkelerin başında geliyor . Bir noktaya kadar ağaçlandırmayla önlenebilmesi mümkün . Fakat ne yaparsanız yapın Türkiye erozyon coğrafyasında yer alıyor . Bu da bir gerçek . Çetinoğlu : Dünyanın en etkili çevreci kuruluşu Gren Peace . Çok saygın değilse bile yaygın bir kuruluş . Türkiye de nükleer enerji santrallerine ve siyanürle altın işlenmesine karşı çıkıyor , insanlarımızı protestolara yönlendiriyor . Oysaki bu teşkilatın kurucularının çoğu Fransız ve Amerikan vatan için denizlerde balık çiftlikleri olmalıdır . Muhakkak olmalıdır . Ama kıyıda değil açıkta olsun . Kirlilik yapmıyor bence . Etrafını çevirirlerse onlar fazla yem veriyorlarmış falan . . . ben inceledim onları . Zaten onlar fazla yem vermezler . Yem para demektir , pahalı bir şey . Onları besleyecek kadar veriyorlar . Ve bu kültürün olması lazım . Eğer bu kültür olmazsa bu sefer diğer eko sistemdeki diğer balıklar yakalanır . Ve bu da çok tehlikeli bir şeydir . İnsanlara Siz balık yemeyin . . : diyemezsiniz . İnsanlara protein kaynağıdır . Çocuklara lazımdır . Bunun yapılması için bu çiftliklerin olması gerektiği fikrindeyim . Dünyanın birçok ülkesinde ; Yunanistan da , İtalya da , İspanya da bunlara müsaade ediliyor . Ayrıca Türkiye bunları ihraç da ediyor . Yani bu balıkları diğer ülkelere satıyor dünya standartlarında . Ondan yem de yapıyor . Balık yemi de zaten balık unundan yapılıyor biliyorsunuz . Efendim , Ben burada oturayım , balığımı yiyeyim , balık çiftliklerini görmeyeyim . . : Böyle bir şey diyemezsiniz . Böyle bir şey alamaz ! Çetinoğlu : Gündemde aktif olarak yer almamakla birlikte ikinci önemli konu ; toprak erozyonu . Çevre koruma kavramının çok önemli bir dalı olan toprak erozyo daşı . Bu iki ülkede sözü edilen alandaki çalışmalar en ileri boyutta . Bu çelişkiye nasıl bir yorum getirirsiniz ? Kural : Efendim ben Green Peace in ne kadar iyi niyetli olduğunu bilemiyorum . Bazı insanları suçlamak . . . Çetinoğlu : Siz üye misiniz ? Kural : Hayır kesinlikle değilim . TEMA ya da üye değilim . TEMA nın çok iyi niyetli insanları var ama kurucularına bakarsanız Türkiye yi kirleten insanlar olduğu açıkça görülüyor zaten . İnsanın yaptığı ile uygulama arasında bir fark olmalı . Eğer TEMA nın başında olan bir kişi, nükleer santral ihalesine giriyorsa ben soru işareti koyarım . Eğer bir kişi gidip de Ben TEMA nın kurucusuyum , aktif üyesiyim deyip de üniversitesi için binlerce ağaç kesiyorsa , O na da soru işareti koyarım . Green Peace bir defa gelirlerinin kaynağını açıklaması lazım . Haklar : r . aa şöyle bir söylenti var ; bir sektörden para alıp öbür sektöre hizmet veriyorlar . Kömürcülerden para alıp petrole karşılar . Bunlar güzel şeyler değil . Ben kendilerine sorduğum zaman Merkez Hollanda da : Dediler . Cevap alamamamın şüphesini taşıyorum . Sadece oradan alınacak 5 . 000 dolarlarla bu iş yapılmaz . Arkalarında kim var ? Bu sorunun cevabını istiyoruz biz . Tabi yaptığı güzel şeyler de var . Bazı icraatını da desteklememiz mümkün değil . Fakat arkasındaki sektör diğer sektörü yok etmek için Gren Peac ı kullanılıyorsa , o da çok büyük problem olur diye düşünüyorum . Green Peace cilerin açık olmaları lazım . Çetinoğlu : Sorularla sınırlı kaldığınız için vermek isteyip de veremediğiniz bir mesaj varsa onları da alayım . Kural : Oğuz Bey , bende konu çok . Hepsini konuşursak sona ulaşamayız . Çok teşekkür ederim . ( Prof . Dr . ORHAN KURAL RÖPORTAJININ SONU ) Önce Vatan / Şubat 2010