Enerji Bakanı Yıldız (2) : Enerji tüketim eğrisi 2 yıl donma süreci yaşadı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiyenin enerji tüketim eğrisinin dünyadaki global kriz nedeniyle yaklaşık 2 yıl donma süreci yaşadığını belirterek, "2008 Nisan ayındaki rakamlara şu anda ulaşılmış durumda" dedi.
"Dünya Enerji Piyasasında Türkiyenin Konumu ve Rolü" konulu "Türkiye Enerji Zirvesi Gas&Power 2010 Kongresinde açılış konuşmalarını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ve Sabancı Holding CEOsu Ahmet Dördüncü yaptı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerjide arz ve talep dengesinin önemli olduğunu, arz ve talep dengesinin bozulmasının üretici ve tüketicilerinin farklı tepkiler almasına zorladığını söyledi. Türkiyeye elektrik tüketimi açısından bakıldığında dünyanın yüzde 1 ile 1.5 arasında olduğunu ancak yüklendiği misyon açısından aktif rolün en az yüzde 10 ve 12lere karşılık verdiğini kaydetti. Enerji güvenliği ve arzı ile özgürlükler arasında bir sınır olduğunu ifade eden Yıldız, bu sınırın iyi çizilmesi gerektiğini kaydetti.
BAKAN YILDIZDAN 2 YILLIK KESİNTİ REHAVETE İTMESİN UYARISI
Dünyadaki global kriz sonrasında Türkiyenin tüketim eğrisinin yaklaşık 2 yıllık bir donma süreci yaşadığının altını çizen Yıldız, "2008 Nisan ayındaki rakamlara şu anda ulaşılmış durumda" dedi. Yıldız, 2 yıllık kesintinin ne kamuyu ne de özel sektörü rehavete itmemesi gerektiğini dile getirdi.
Yıldız, "Hem sivil toplum örgütleriyle yaptığımız toplantıda özel sektörün doğalgaz ithalattaki payının artırılması minimum yüzde 25ler civarında bulundurulması, böylece daha rekabetçil, daha piyasa fiyatı uygun, müşteriye direkt gidebilen, kamuyla rekabet edebilen ve ithalat rakamlarıyla beraber kamuyu sollayabilecek ve rahatlıkla büyük bir portföy oluşturmasına rağmen Botaştan daha uygun satabilecek bir ortam oluşturmamız lazım" diye konuştu.
KANUNİ DÜZENLEMELER KOMİSYONLARA ÖNÜMÜZDEKİ AY GELECEK
Kanuni düzenlemelerle ilgili hem müsteşar yardımcıları hem de ilgili genel müdürlerle toplantı yaptıklarını anlatan Bakan Yıldız, yaklaşık 9 tane kanun hazırlıklarının devam ettiğini ve bu kanunların gelecek ay içerisinde TBMMde ilgili komisyonlara geleceğini sözlerine ekledi.
ŞİRKET SATIN ALMALARI VE BİRLEŞMELERİNDE EN PARLAK SEKTÖR ENERJİ OLACAK
EPDK Başkanı Hasan Köktaş, 2010 yılında şirket satın almaları ve birleşmeleri açısından en parlak sektörün enerji olacağını söyledi. Köktaş, dağıtım bölgelerinin tamamının özelleştirilmesine yönelik sürecin sonuna yaklaşılmış olması ve önümüzdeki aylardan başlayarak üretim tesislerinin özelleştirilmesinin ivme kazanacak olmasının Türkiyenin ve enerji sektörünün kesintisiz ve dinamik gelişme sürecinin çok somut göstergeleri olduğunu vurguladı. Köktaş, Türkiyede enerji sektöründe yatırım yapacak yerli ve yabancı şirketler için son derece önem taşıyan kuralların çok net olduğunu, öngörülebilirliği yüksek bir piyasa yapısı tesis edildiğini kaydetti.
Köktaş, bu düzenlemelerin somut sonuçlarını ise şöyle açıkladı :
"2002-2009 yılları arasında elektrik üretimi kurulu güç kapasitemiz 31 bin 750 megavattan 44 bin 600 megavat düzeyine ulaştı. Bu dönemde devreye giren 12 bin 850 megavat ilave kapasitenin yaklaşık 7 bin megavatlık bölümü çoğunluğu son iki yılda devreye alınan özel sektör yatırımlarıdır. Bu eğilim 2010 yılında devam etmektedir."
TÜRKİYE EN EKONOMİK GÜZERGAH
Türkiyenin dünya çapında enerji talebi en hızla artan ikinci ülkesi olduğunu belirten Köktaş, "Türkiyenin sadece coğrafi konumuyla sınırlı kalmayan, tarihsel ve kültürel bağlarla bağlandığı büyük bir enerji havzasındaki etkin konumudur. Mevcut durumda Türkiyenin ithal bağlılık oranı yüzde 73 seviyesindedir. Bu bağlamda Türkiyenin enerji arzında kaynak, güzergah ve teknoloji çeşitlendirilmesine gidilmektedir. Bugün yaklaşık 5.5 milyar varil petrol, 500 milyar metreküp doğalgaz tüketimi olan AB üyesi ülkelerin birinci tedarikçileri olan Rusya, Hazar ve Ortadoğu hidrokarbonların taşınacağı en güvenilir, en ekonomik güzergah Türkiyedir" dedi.
YATIRIMCILARA ENERJİ PİYASASIYLA İLGİLİ BRİFİNG VERİYORUZ
Elektrik sektörü açısından da durumun bu şekilde olduğunu vurgulayan Köktaş, "Avrupa ülkeleri ile tesis edilen çok bölgeli elektrik arz güvenliği programları adım adım gerçekleştirilmektedir. Nükleerden kömüre, hidrolikten rüzgara ve ileride güneş enerjisine kadar tüm enerji kaynakları için çok büyük bir yatırım gereksinimi duyulmaktadır. Bu itibarla yalnızca Avrupa ya da saydığım bölgelerde değil Körfez ülkelerinden Japonyaya kadar farklı kıtalardan çok farklı ülkelerden büyük ölçekli yabancı girişimcilerle bilhassa son haftalarda yatırım planları hakkında görüşmeler yapmaktayız. Bu şirketlere Türkiye enerji piyasasının işleyişi ve fırsatları konusunda brifingler vermekteyiz" diye konuştu.
2030A KADAR ELEKTRİK YATIRIMLARI İÇİN 250-310 MİLYAR DOLARA İHTİYAÇ VAR
Şu senaryolara göre de elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı için ne kadar kurulu Güce, yatırıma ve finansman ihtiyacına gereksinim olduğu yönünde bir çalışma yapmış bulunduklarını dile getiren Köktaş, şöyle devam etti :
"Bu tablo içerisinde Özelleştirme finansmanı da dahil edildiğinde iki ayrı senaryoya göre elektrik üretim, iletim ve dağıtım yatırımları için 2030 yılına kadar toplamda 250 ile 310 milyar Dolar arasında değişen bir kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu finansmanın, yerli ve yabancı kreditörlerden ve sermaye piyasası araçlarından sağlanabilmesi için bugünden bir arada etkin adımlar atılmasına ihtiyaç vardır. Bu konuda çok somut adımlar da atılmaktadır."
SABANCI CEOSU DÖRDÜNCÜ : "TÜRKİYENİN ELEKTRİK TALEBİ YILLIK YÜZDE 7 SEVİYESİNDE ARTACAK”
Sabancı CEOsu Ahmet Dördüncü, Türkiyenin artan enerji talebinin ciddi yatırım ihtiyacını ortaya koyduğuna dikkat çekerek, 2009 yılı sonlarında başlayan ekonomik toparlanmaya paralel olarak enerji talebinin güçlü bir pozitif ivme kazanmaya başladığını kaydetti. Dördüncü, yaşanan gelişmelere paralel olarak önümüzdeki 10 yılda Türkiyenin elektrik talebinin yıllık ortalama yüzde 7 seviyesinde artmasının beklendiğini vurguladı.
ÖZELLEŞTİRMELERE OLAN YOĞUN İLGİ SEKTÖRÜN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYMAKTA
Enerji sektörünün diğer sektörlere oranla krizden nispeten daha az etkilendiğini belirten Dördüncü, 2009 yılında yapılan üretim yatırımlarını yanı sıra gerçekleştirilen dağıtım özelleştirmelerine olan ilginin yüksek olmasının, sektörün yatırım ve istihdam açısından Türkiye ekonomisindeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha ortaya çıkardığını söyledi. Enerjide sürdürülebilir bir yatırım ortamının tesis edilmesi için tüm paydaşların diyalog ve işbirliği içinde olmasını gerektiğini vurgulayan Dördüncü, "Enerji yatırımlarını etkin bir biçimde yapılması için gerekli şartlar çok açıktır. Güçlü bir regülasyon alt yapısını desteklediği rekabetçi, elektrik ve gaz piyasalarının tesisini güvence altına alan net olarak tanımlarmış istikrarlı bir enerji politikası" dedi.
YATIRIMLARIN ÖNÜNÜN AÇILMASI ORTA VADEDE ENERJİ SIKINTISINA GİRİLMESİNİ ENGELLEYECEK
Türkiyenin krizin etkisiyle ileri bir tarihe ertelenen arz sıkıntısının temelinde Türkiyede enerji piyasalarının serbestleşme sürecinin ön görülen hıza gerçekleştirilememiş olmasının yatmakta olduğunu söyleyen Dördüncü, "Yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya konulan yatırım ihtiyacının büyük bir kısmının elektrik sektöründeki ek kapasite yatırımlarına yapılması gerektiği bilinmektedir. Enerji açığının henüz oluşmadığı şu dönemde bu yatırımların önünün açılması orta vadede enerji sıkıntısına girilmesini engelleyecektir" diye konuştu.
YATIRIMCILARIN İLGİSİNİ ENERJİ PİYASASININ YAPISI ŞEKİLLENDİRECEK
Enerji sektörüne yatırım yapacak yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini Türkiyedeki enerji piyasasının yapısının şekillendireceğini kaydeden Dördüncü, "Serbest bir enerji piyasasının tüm kurum ve kurallarıyla sağlıklı bir şekilde işlemesi, kamunun bir piyasa oyuncusu olmaktan çıkması ve etkin düzenleme ve denetim mekanizmalarının tesis edilmesi, arz güvenliğini sağlayacak, özel sektör yatırımları için başlıca güven unsurunu teşkil etmektedir" şeklinde konuştu.
YERLİ KAYNAKLI ÜRETİME ÖNCELİK VERİLMELİ
Türkiyenin bölgesinde önemli bir enerji oyuncu olması için yerli kaynaklardan enerji üretimine öncelik verilmesi gerektiğini belirten Dördüncü, bu nedenle de hidroelektrik ve termik santrallerle yenilenebilir kaynak bazlı enerji yatırımları için çeşitli destek ve teşvik mekanizmalarının geliştirilmesinin büyük bir önem arz ettiğini söyledi. Türkiyenin dünya enerji piyasasındaki potansiyeline ulaşması için atması gereken en önemli adımın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve enerji sektöründe serbestleşme sürecini hızlandırmak olduğunu ifade etti. ANKA / 27 Nisan 2010