Hayvan dışkısından enerji üretimi
Türkiyede ilk kez İzmirin 12 köyünde uygulanan proje ile kırsal kesimde enerji devrimi yaşanıyor.
Küçük üreticilerin de biyogaz üretebileceği düşük maliyetli sistem geliştiren ve köylerde pilot tesisler kuran Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, en az 5 ineği olan köylünün, ısınma, gaz ve elektrik ihtiyacını hayvan dışkısından karşılamasını sağladı.
AA ekibi, Torbalı ilçesine bağlı Eğerci Köyünden Selma - İbrahim Dayar çiftinin, Kalkınma Bakanlığı ve İzmir İl Özel idaresi desteğiyle yürütülen "Kırsal Kesim Biyogaz Teknolojilerinin Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması" projesi kapsamında biyogaz üretimini görüntüledi.
İnşaat teknikerliğinden emekli olduktan sonra köyüne dönerek hayvancılığa başladığını, halen 12 baş hayvanla süt üreterek yerel bir işletmeye sattığını anlatan Dayar, 2007 yılında Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsünden gelen bir araştırma görevlisinin kendisine projeden bahsettiğini, söylediklerini mantıklı bulunca projeye tereddütsüz destek olmaya karar verdiğini söyledi.
Yapılan çalışma boyunca araştırma ekibindeki görevlilerin evlerine gelerek günlük hayatlarını, üretim biçimlerini incelediğini, buna göre tasarlanan 25 metreküplük biyogaz tesisinin bahçeye kurulduğunu ve çalışmaya başladığını anlatan Dayar, sistem kurulduktan sonra hayatlarında köklü değişiklikler olduğunu ifade etti. Geçmişte ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarını odun ve kömürle çalışan sistemle sağladıklarını, günlerinin önemli bölümünü yakacak hazırlamakla geçirdiklerini ifade eden Dayar, şöyle konuştu:
"Gübreden enerji elde edilebileceğini daha önce duymuştum. Ama ortada somut bir örneği yoktu. Bunun ancak zenginlerin işi olduğunu düşünüyordum. Hayvanlarımızdan elde ettiğimiz gübre, ekili ürünleri yakması nedeniyle eskiden başımıza dert oluyordu. Eşe dosta vererek kurtulmaya çalışıyorduk. Kurulan sistemle her gün akşam saatlerinde eşimle birlikte hayvan dışkılarını topluyoruz. Tartılı sisteme sahip el arabası ile günlük 600 kilogram dışkıyı sistemin besleme tankına döküyoruz. Burada eşit miktarda suyla karıştırarak reaktöre pompalıyoruz. Fermente olan dışkılardan çıkan gaz, gazometre cihazına geçiyor, kirlilikten arınıyor ve depolanıyor. Buradan sonra gaz, evin kombisine, mutfaktaki ocağa veya 5,5 kilovat saatlik kapasiteye sahip jeneratöre veriliyor. Evmizin tüm ısınma ve pişirme ihtiyacı biyogazla karşılanıyor. Yaz aylarında ısınma ihtiyacının azalmasıyla elektrik üretimine ağırlık verebiliyoruz. Şu anda istersek sayaçtan elektriğimizi kapatıp ihtiyacımızın tamamını biyogazdan elde edebiliyoruz. Yaz aylarında klimalarımızda bu enerjiyi kullanarak serinleme imkanımız da olacak. TEDAŞ ile enerji satışı konusunda sözleşme aşamasındayız. Bu sürecin tamamlanmasıyla üretip sisteme verdiğimiz elektriğin bedeli faturamızdan düşülecek."
Komşularının ilk yıllarda biyogaz projesine inanmadığını, projeye alaycı yaklaşanlar olduğunu anlatan Dayar, sistemin getirdiği fayda görüldükten sonra herkesin kendi bahçesine de sistemi kurmak istediğini, hatta kendi tesisinden boruyla hat çekerek gaz almak isteyenlerin dahi çıktığını anlattı.
Sistem sayesinde, gübrenin toprak için daha faydalı hale geldiğini, dışkıdan kaynaklanan koku ve sinek sorununun da önemli ölçüde azaldığını anlatan Dayar, tüm köylerde kullanılması gerektiğini ve üreticilere tavsiye ettiğini anlattı.
Selma Dayar ise geçmişte her gün yakacak hazırlamak zorunda kaldıklarından, odun kömür maliyetinin yanında çok emek sarfettiklerini belirterek, "Eskiden doğalgazı var diye şehirdeki evlere imrenirdik. Şimdi hayvanlarımız sayesinde bizim de doğalgazımız oldu. Biyogaz tesisi özellikle kadınların yükünü önemli ölçüde hafifletiyor. Üstelik gaza ve elektriğe para vermiyoruz" dedi.
"Türkiye modeli" geliştirildi
Güneş Enerjisi Enstitüsünde farklı alanlardan mühendislerin oluşturduğu Biyokütle Enerjisi Araştırma Grubunda görev yapan Araştırma Görevlisi Özben Ersöz, Türkiyede 1957 yılında başlatılan biyogaz geliştirme projelerinin özgün bir sistem ortaya konulamaması nedeniyle geliştirilemediğini, son yıllarda ise ithal teknolojiler kullanılarak tamamen elektrik üretimi amaçlı 500 metreküp ve üzeri kapasiteye sahip büyük biyogaz tesislerinin kurulmaya başlandığına dikkati çekti.
Enstitünün, bu alanda bir "Türkiye modeli" geliştirmek üzere 2007 yılında tamamen kırsal kesime yönelik bir sistem için çalışma başlattığını, İzmirde hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı köylerde anketler yaparak başladıkları proje kapsamında 12 üreticiyle anlaştıklarını belirten Ersöz, Türkiye şartlarına uygun, maliyeti düşük, verimi yüksek ve kurulması kolay bir sistem geliştirdiklerini dile getirdi.
Sistemin tamamen Enstitü tarafından tasarlandığını, güneş enerjisi kolektörlerinin de entegre edildiği sistemde gazın temizlenmesi ve depolanmasını amaçlayan gazometre parçasının enstitü tarafından geliştirilerek faydalı model belgesinin alındığını anlatan Ersöz, 5 hayvanlık kapasiteye sahip 5 metreküplük ve 30 hayvanlık kapasiteye sahip 25 metreküplük iki sistem için proje oluşturduklarını, köylerde kurdukları sistemi GPRS bağlantısıyla Enstitüdeki merkezden kontrol ettiklerini dile getirdi.
Köylünün sadece sistemi dışkıyla beslediğini ve kontrol panosunda gazı nerede kullanacağına karar verdiğini söyleyen Ersöz, şu bilgileri verdi:
"Biyogaz tesislerine büyük yatırımcının ilgisi giderek artıyor. Ancak enerjide gerçek bir dönüşümün sağlanması için köylünün de bu işe inanması gerekiyordu. Sistemi kırsal kesimde yaşayan vatandaşların bilinçlenmesi için başlattık. Şimdiden çok yoğun bir ilgi görüyoruz. 5 metreküplük bir tesisin maliyeti yaklaşık 13 bin lira, 25 metreküplük ise kullanım amacına göre 35 ile 50 bin lira arasında değişiyor. Halihazırda kalkınma ajanslarının ve ilgili bakanlıkların sunduğu teşvikler var. Sistem 2-3 yıllık sürede kendisini amorti ediyor. Projenin bundan sonraki hedefi ise biyogaz tesislerinin bir merkez altında yaygınlaştırarak hibe destek programlarının açılmasını sağlamak. Sistemi Türkiyenin her yerinde kurabiliriz. Sistemin yaygınlaşması enerji açığının kapatılmasına büyük katkı sağlayacak. Biz projeyle 12 köyde bu işin olabileceğini gösterdik."
Başlattıkları projenin kırsal kesimde, yenilikçi teknolojilere karşı korkudan kaynaklanan direncin kırılmasında önemli bir rol oynayacağını anlatan Ersöz, sistemi yerinde görmek isteyenleri örnek tesislere davet ettiklerini, biyogaz tesislerinin yaygınlaşması için siyasi otoritenin de teşvik ve eğitim konusunda desteğinin şart olduğunu sözlerine ekledi. AA
http://ekonomi.bugun.com.tr
26.05.2013