BM Çevre Programı Başkanı Achim Steiner: 2009’da sürdürülebilir enerji yatırımlarının hikayesi direnç, hayal kırıklığı ve kararlılıktan oluştu.
UNEP ve REN21 tarafından hazırlanan raporlara göre 2009 yılında Avrupa’da yeni kurulan kapasitenin yaklaşık yüzde 60’ı, ABD’de ise yüzde 50’sinden fazlası yenilenebilir enerjiden oluştu.
UNEP tarafından gerçekleştirilen “Global Trends in Sustainable Energy Investment ve REN21 tarafından gerçekleştirilen “Renewables 2010 Global Status Report” un sonuçları açıklandı.
UNEP’in raporu, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini de kapsayacak şekilde sürdürülebilir enerji yatırımlarında küresel trendlere odaklanıyor. REN21’in raporu ise, yenilenebilir enerji dünyasına daha geniş bir bakış açısı sunmayı hedefliyor.
Raporlar, temiz enerji yatırımlarının (yeni yenilenebilirler kaynaklar, biyoyakıtlar ve enerji verimliliği) 2009 yılında yüzde 7 oranında gerileyerek 162 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Bir çok yan sektörde de yatırım tutarının belirgin şekilde azaldığı, bununla birlikte rüzgar enerjisindeki yatırımların kayda değer bir seviyede olduğu ifade ediliyor.
Çin, liderlik yapıyor
2009 yılında temiz enerjiye yönelik kamu ve özel sektör yatırımları yüzde 53’lere çıktı. Çin, aynı yıl içerisinde diğer tüm ülkelerin önüne geçerek yenilenebilir enerji kapasitesine 37 GW ekledi.
Küresel olarak bakıldığında 2009 yılında 80 GW’lık yenilenebilir enerji kapasitesi eklendi, bunun 31 GW’ı hidro, 48 GW’ı ise hidro dışı kapasiteden oluştu. Raporlarda “Eğer trend devam ederse 2010 ya da 2011, yeni yatırımlar açısından değerlendirildiğinde, düşük karbon yatırımlarının fosil yakıt yatırımlarını aştığı ilk yıl olacak” ifadesine yer verildi.
Çin, 2009 yılında gerçekleştirdiği çok büyük temiz enerji yatırımları ile ABD’yi geride bıraktı. Çin’in rüzgar çiftliği gelişmeleri, en güçlü yatırımlarını ifade ediyordu. Ancak bunun yanı sıra offshore rüzgar yatırımları, enerji depolaması ve elektrikli araç finansmanında da kayda değer gelişmeler yaşandı.
Rüzgar ve güneş ön sırada
Rüzgar santralleri ve güneş panellerine yapılan ek yatırımlar, en yüksek düzeyi olan 38 GW ve 7 GW’a ulaştı. Rapor, aynı zamanda yenilenebilir enerjiyi destekleyen politikalara sahip olan ülkelerde yatırımların iki kattan fazla artış gösterdiğini ortaya koydu. Bunun yarısından fazlası gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşti ve sektörün hızlı büyümesinde kritik bir rol oynadı. BM Çevre Programı Başkanı Achim Steiner “2009 yılında sürdürülebilir enerji yatırımlarının hikayesi direnç, hayal kırıklığı ve kararlılıktan oluşuyordu. Direnç vardı çünkü küresel olarak tüm sektörleri vuran finansal kriz yaşanıyordu. Hayal kırıklığı söz konusuydu çünkü Kopenhag’da ulaşılabilecek ve umut edilen sonuçlara ulaşılamamıştı. Kararlılık vardı çünkü özellikle de gelişmekte olan ekonomilerde yeşil büyümeyi gerçekleştirebilme fırsatını yakalayabilmek içim sektör aktörleri ve hükümetler bir dönüşüm gerçekleştirmek için çalıştılar” dedi.
3 milyon istihdam yaratıldı
Küresel olarak yenilenebilir enerji sektörü yaklaşık olarak 3 milyon kişiyi doğrudan istihdam etti. Bunun yaklaşık yarısı biyoyakıt alanında istihdam edildi.
Hem Avrupa’da hem de Avrupa dışında Avrupa Yatırım Bankası, Alman Kalkınma Bankası KfW genişleyen bir role sahip oldular. Dünya Bankası Grubu, KfW, Inter-American Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve diğer kalkınma ajansları yüksek tutarlarda kredi, teknik danışmanlık hizmeti verdiler.
REN21 Başkanı Mohamed El-Ashry “Bugün 100’den fazla ülkede yürürlülüğe giren tatmin edici politikalar, küresel yenilenebilir enerji yatırımlarının güçlenmesinde kritik bir role sahip oldu. Yenilenebilir enerji alanındaki yükseliş trendinin sürmesi için politika çabaları bir ileri seviyeye geçmeli ve büyük hacimli yenilenebilir teknolojilerinin desteklenmesine yönelmeli” dedi.
Tuba İLZE / www.geleceginenerjisi.com / 20 Temmuz 2010